31 Ekim 2012 Çarşamba

Ordu'da Nereye Gitmeli? - Boztepe/Teleferik


Biletimiz :)

Ordu'nun en güzel manzarası Boztepe'de, ama sissiz gününü yakalamak zor. Bu gidişimizde hava güzeldi, biz de bu fırsatı kaçırmadık. Arabayla çıkış olmasına rağmen biz arabamızı teleferik istasyonunun otoparkına park edip, teleferiğe bindik:




Kuyruk bir hayli uzundu ama kabinler 8 kişilik olduğundan, hızla sıra bize geldi:



Yavaş yavaş yükselirken 3 yaşındaki kızımın da heyecanı yavaş yavaş arttı :) Kabinlerin içinde müzik yayını vardı ve şarkı söyleye söyleye denizden 450 metre yükseğe çıktık:

Kalkış istasyonu

Çıkacağımız tepe

Karadeniz Sahil Yolu






Yukarıda manzarayı izleyerek çay içtik:


Varış istasyonundan görüntü

Varış istasyonu yönlendirme tabelası (Tuvaletlerin manzarası harika)

Boztepe Tesisi




Bu eve ailecek bayıldık. Kimin eviyse çok şıktı.

Boztepe'de tesisin yanı sıra şık bir restoran ve bir de açık alanda kurulmuş kendin pişir kendin ye tesisi vardı:


Kartal yuvası gibi ve manzarası gerçekten güzel...

Açık alanda müzik yayını da vardı.

Ekmek içi de satıyorlarmış?
 
Aşağı indiğimizde de sahilde dolaştık. Kontes orada koşturdu, yuvarlandı biraz yeşilliklerin içinde ve geniş bir alanda akülü arabalara rastladık. Kızım ilk defa araba kullandı :)


27 Ekim 2012 Cumartesi

Çorum'da Nerede Yemek Yenir? Hancılar Et Lokantası


Çorum'da nerede yemek yenir diye araştırma yaptığımızda üç seçenek çıktı karşımıza:

  1. Çorum'un ilçelerinden biri olan İskilip'te Seyirtepe'de İskilip Dolması (torba içinde buharda pişen pilav ile servis edilen kuzu tandır): http://www.seyirtepeiskilip.com/http://www.seyirtepeiskilip.com/
  2. Katipler Konağı: 1995 yılından bu yana yöresel yemekler yapan bir lokanta. Hitit izlerini süren tur programlarının klasik uğrak yeri.
  3. Zarif Usta veya Çakır Sami: İkisi de tandır yapılan salaş lokantalar. Çakır Sami Tandır Kebap Pide Salonu: İnönü Cad. No:9 Çorum Merkez, Telefon: 0364 213 69 01
  4. Hasan Zahir Et Lokantası: Hasan Zahir, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde çalışan, çalışkan bir yol çavuşuymuş. Yol kenarında bir kaynak bulunmuş. Karayolları buraya çeşme yapmış ve adını Hasan Zahir Çeşmesi koymuş. Çeşmenin yanında 1958 yılında Çorumlu Karslıoğlu ailesi tarafından Hasan Zahir Et Lokantası kurulmuş.  Lokantanın etleri ailenin Bandırma/Balıkesir'deki çiftliklerinde üretilen hayvanlardan elde ediliyormuş. Samsun Yolu 7. kilometrede yer alan tesisin ön tarafı otopark, arka tarafı ise ormanlıkmış. Telefon: (364) 227 34 54.
  5.  Hancılar Et Lokantası: Burası da 3 kuşaktır aynı ailenin işlettiği bir et lokantası. Samsun Yolu'nun 12. kilometresinde.
Çorumlular bize Hasan Zahir'i önerince oraya gitmeye karar vermiştik. Ancak Hasan Zahir'in ana yoldan görünen bir tabelası yokmuş. Bu nedenle orayı kaçırdık. Ve 5 kilometre ilerideki Hancılar Et Lokantası'na girdik.

Çok geniş bir otoparkı vardı:

İşte bu tabela ana yoldan rahatlıkla görülüyor.

Bahçesinin harika olduğunu söylemişlerdi ama bu kadar büyük ve gösterişli bir bahçe beklemiyordum doğrusunu söylemek gerekirse şaşırdım:



Lokantanın içerisinde özel şadırvanı olan bir mescit bile vardı...


Kontes yeşilliği görünce kendisinden geçti...

Köprüye bayıldı...

Etrafa serpiştirilmiş tarihi nesneleri inceledi...
Vaktim olup da bunların ne olduğunu soramadım ama duvarlarda çok estetik duruyorlardı.

Peyzaj düzenlemesi harikaydı... Eminim ilkbaharda ve yazın başka bir güzel oluyordur bu bahçe.

Kalın plastik torbalara delikler açıp, içlerine çiçekler ekerek duvarlara asmışlar. Harika görünüyorlardı.

Bahçenin yanı sıra çocuk parkı ve minik hayvanat bahçesi de kızımın çok ilgisini çekti:

Yerler taşlık ve kumluk. Kızım böyle doğal parklarla daha çok ilgileniyor. Ama oyuncaklar tahta olmadığı sürece 5 dakikadan fazla oynamıyor. Bu da ilginçtir...


Lokantada artan ekmekleri ördeklere veriyorlardı sanırım.

Bu ilginç horozu da ilk defa burada gördüm ben.

Ayağa kalkmış köpeğin boyu Kontes'in 2 katı kadardı sanırım :)

Bu sincaplara çok acıdım. Dönüp duruyorlardı kafeslerinde. Oysa çevrede de ağaç kaynıyor. Bu hayvanlara o ağaçlarda üreme şansı verilse ve doğal ortamlarında lokanta misafirlerine yaklaşsalar, çok daha ilgi çekici olurlar eminim.

Bu kuşu da ilk defa gördüm sanırım.

Bir de bu maymuna acıdım. Tek başına, bir kafeste...

Burası da şelaleli bahçe... Sağ taraftaki şelale mevsim itibariyle çalışmıyor, bahçedek, masalar da kaldırılmış.

Yemek listesinde ise sadece et var, yanında salata ve yoğurt. Eti porsiyon olarak değil de kiloyla satıyorlar. Başlangıç olarak bal-kaymak, tatlı olarak da ekmek kadayıfı ve kabak tatlısı... 

İşte masamız...
Çabuk yiyelim diye köfte ısmarladık.
Salata güzeldi ama zeytinyağı kullanılmamıştı.
Yoğurt enfesti.
Bu tür bardakta ayran sunulmasına da bayılıyorum. Ayranı soğuk tutuyor bu fincanlar.

Kekik istediğimizde bu baharatlığı getirdiler. Nasıl ama? :)


Binanın peyzajı kadar dekorasyonu ve mimarisi de harikaydı:

Burası giriş kapısı...

3 nesildir ve bir asırdır aynı ailenin işlettiği bir lokantaymış.

Tesisin her yerinde rampalar vardı.
Giriş kapısının önünde tekerlekli sandalyeler vardı.



İşte benim en sevdiğim şey: AÇIK MUTFAK

Soldaki ışıklı camekanda maket var, sağda ise büyük bir akvaryum... İçeride 4-5 adet büyük akvaryum vardı. Hepsi de çok temiz ve bakımlıydı. Kontes'in çok ilgisini çektiler.
Tuvaletin girişi bile çok farklıydı.

Hancılar Et Lokantası hakkındaki görüşlerim şöyle:


Öncelikle olumlu tarafları yazayım:

Lokantanın bahçesi, peyzajı, mimarisi, dekorasyonu tek kelimeyle bir harika. Söyleyecek en ufak bir söz yok. Ayrıca çok temiz ve bakımlı. Mutfağının açık olması da benim için artı puan. Eti de çok lezzetliydi. Ayrıca tesisin her tarafında rampalar vardı. Tekerlekli sandalye ya da puset ile tesisin her noktasına rahatlıkla gidebilirsiniz. Büyükşehirlerdeki pek çok lokantada bile bu rampalar düşünülmemiş oluyor. Bu da benim için en büyük artı puan.

Şimdi de olumsuz taraflarını yazayım:

Gittiğimizde Kurban Bayramı'nın arife günüydü. Bu tesis de ana yol üzerinde. Yani belli ki o gün müşterisi çok olabilir. Gelgelelim 3 adet garson, 3 adet masaya zor yetişti. Üstelik de suratları sirke satıyordu, resmen surat astılar sipariş verdikten sonra kekik ve soda istedik diye. Diğer masalardan birisi sinirlenip yemeğini yemeden kalktı zaten bu nedenle. Ayrıca etler nefisti ama bazılarının içi pişmemişti. Dikkat ederek yememe rağmen, akşam midem çok rahatsız oldu, erkenden yatıp uyumak zorunda kaldım. Üstelik o harika tuvalet de temizlenmemişti:

İçeride sadece 3 masa olduğunu hatırlatmak istiyorum tekrardan ve bu sırada saat henüz 16.00'dı. Akşam yemeği saati bile gelmemişti yani.

1 kilo köfte, salata ve yoğurttan oluşan yemeğimize Ekim 2012 tarihi itibariyle 60 TL ödedik. Etler çiğ kaldığı ve servis de çok kötü olduğu için verdiğimiz para da gözümüze çok fazla göründü.

Bu kadar mükemmel, en ince ayrıntısına kadar nakış gibi işlenmiş olan Hancılar Lokantası'na sanırım bir daha et yemek için uğramam. Lokantacılık çok zahmetli bir iş, çok da nankör. Her siparişte yeni bir sınav vermek zorundalar. Her zaman harika yemek yapan bir lokanta eğer bir sefer kötü yemek yaparsa yeni müşterisini kaybeder, kıdemli müşteriyi de 2-3 sefer sonunda yitirir. Hancılar Lokantası'nın kötü günü de bize denk geldi sanırım.

Ama belki sıcak bir günde önünden tekrar geçersem, sırf o güzel bahçenin hatrına, açık büfe kahvaltısını deneyebilirim. Methini duydum, umarım en azından kahvaltıda bizi yanıltmazlar.

Yazımı keyifli bitirmek için, lokantadan ayrıldıktan sonra yol boyu bize eşlik eden gökkuşağı resmini ekliyorum :)

Hancılar Et Lokantası, video çekim: