16 Haziran 2011 Perşembe

Arabada Bir Bebekle Uzun Yol Yolculuğu Yapılabilir mi? (İstanbul-Antalya)






20 aylık bebekle İstanbul – Antalya arası örnek araba yolculuğu:


07.15: Yola Çıkış

07.45: İlk sıkılma belirtileri ve yanımızda getirdiğimiz oyuncaklarımız: Bir kitap ve bir sürpriz çantası. Kitap nispeten yeni, henüz 1-2 defa okuduğu ve konumuzla alakalı, denizle ilgili bir kitap. Sürpriz çantasında ise kapılarını açtırıp kapamayı sevdiği bir araba, ipinden çekip tekerleklerini döndürmeyi sevdiği bir motosiklet, 5 boy bebekten oluşan bir matruşka ve 6 adet halkayı geçirebileceği, el boyutunda küçük bir halka geçirme oyuncağı var.

08.15: Artık oyuncaklar da oyalamaya yetmeyecek şekilde sıkılıyor kızım. Kimseye tavsiye etmiyorum ama böyle durumlarda kurtarıcımız “meme”. Babamız sağa çekiliyor, hızını azaltıyor ve ben kızımı araba koltuğundan kaldırıp kucağıma yatırıyorum (ben yapıyorum ama siz bana aldırmayın).

08.30: Araba koltuğuna geri oturuyoruz. Ayfondan (I-phone) müzik klipleri izliyoruz. “Old Mc Donald” ve özellikle alfabeyi öğreten çocuk şarkıları şu sıra favorilerimizden. Bir de Gülşen Bubikoğlu’nun bir filminden “Ah Kalbim Ben Senden Çok Çektim” şarkısı :)

09.15: Mola. Bilecik yakınlarındaki Pamukova’da Metin Tesisleri’ndeyiz. Kahvaltı ediyoruz.
Kızım tesis bahçesindeki kazları ve tavus kuşunu kovalıyor.

Tesisin oldukça geniş, ortasından su akan bir bahçesi var.

Kahvaltısı çok vasat, çayı ise lezzetliydi.

Kızım tesisin çocuk parkına bayıldı, bacak kaslarını iyice açtı.

Tesisin tuvaleti oldukça eskiydi.
Kızımın yolda tuvaletini yapmıyor oluşuna sevindim.

09.45: Yola çıkış.

10.15: İlk sıkılma belirtileri. Anne ile birlikte “Dağ Başını Duman Almış” söylenir. Kızımın en küçük zamanlarından beri, zor zamanlarda kurtarıcım olmuştur bu şarkı.

10.45: Balıkesir girişinde kızımı babası, arabayı da annesi devralır. Değişiklik her üçümüze de iyi gelmiştir. Babayla ayfonda Kayu izlenir. Kızım 20. ayının sonlarında ilk defa bir çizgi filme ilgi gösterir. Baba bir yandan Kontes Hanım’a meyve öğününü yedirmektedir.

11.45: Babasının şarkılar söylediği Kontes Hanım nihayet öğlen uykusuna dalar.

13.30: Kontes Hanım uyanır.

14.00: Afyon İkbal Tesisleri’nde kaymaklı ekmek kadayıfı yenir. Kontes Hanım’ın bacakları açılsın diye etrafta koşturulur, minik bir Lunapark ziyaret edilir.

Çok güzel bir mekan yapmışlar. Yaya yolları ile süslü geniş bir mekan. Kızım orada gezerken çok eğlendi. Yoldan görülen çok az bir kısmı, arka tarafı ise bir hayli geniş. 5M Migros bile var, öyle söyleyeyim. Süs havuzları, gösteri yapıp para toplayanlar vsvs.

Sırf bu tatlı ve müthiş kaymak için tekrar uğranır bu tesise.

Ne yazık ki yemekleri tatlısı kadar lezzetli değildi. Tandırını tavsiye etmişlerdi ama onu denemedik. Denediklerimizi ise beğenmedik. Yemek konusunda tavsiye edemiyorum.

14.30: Yola çıkış.

15.00: Hem araba, hem de Kontes Hanım beslenir. Arabaya benzin, Kontes’e de fındık ve badem alınır. Ayrıca yanımızdaki salatalıklar da yenir.

15.30: Uygun bir yerde araba sağa çekilerek Kontes Hanım’ın bezi değiştirilir (Kızım yoldayken kakasını tutuyor. Tuvalete girene kadar yapmıyor.). Bu sırada baba manzara fotoğrafları çekerken, Kontes Hanım da etrafta koşturur. Arabayı anne devralır.

Isparta'da çiçek bahçeleri.

16.00: Baba ve Kontes Hanım sıkıldıklarından; baba arabayı, anne de Kontes Hanım’ı devralır. Kontes Hanım yine meme ister ama artık araba yolculuğu her üçümüzü de yormuştur. Annenin hali kalmamıştır. Antalya’nın içine girilmiş, otel aranmaktadır. Kontes Hanım araba koltuğundan indirilir ama mızmızlığı son raddesindedir. Hiçbir şekilde kendisini teskin etmek mümkün değildir.

16.30: Otele varış.

Söylemeden geçemedim. Giderken Isparta üzerinden, dönüşte ise Burdur üzerinden geçtik. Burdur'da Afyon'a 150 km kala bir Petrol Ofisi istasyonu içerisinde kamyoncuların uğrak yeri olan bir esnaf lokantasına girdik ve gerçekten çok lezzetli ve hafif bir yaprak ciğer yedik. Yanında çoban salatası ve klasik olarak, kocaman bir plastik kova içerisinde ekmek getirdiler :) Ve ilk defa bir restoranda ben istemeden kızım için tatlı kaşığı ve tatlı çatalı getirilek servis açıldı. Bayılıyorum böyle esnaf lokantalarına... Hem kamyoncular asla yanılmaz iyi yemek konusunda :)

Kesme şekerliğe bakar mısınız!

Sonuç: Kızımın aşağı yukarı 7 saatini arabada geçirdiği, toplam 9 saatlik bir yolculuk yaptık. 9 saatin sonunda her üçümüz de enerjimizi tüketmiştik. Ama yine de hoşumuza gitti, farklı bir deneyimdi. Kızım ilk defa gerçek anlamda “yolculuk” ile tanışmış oldu.


Kızım 10 aylıkken yaptığımız bir başka uzun araba yolculuğu ve Çanakkale/Bozcaada tatili için bkz: http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2011/05/bebekle-butik-otelde-yaz-tatili-yaplr-m.html

11 yorum:

  1. Canım işte şimdi ben bu yolculuğu 1 yaşında bir bebekle yapacağım ve çok korkuyorum zira kızımla İstanbul içinde 2 saatlik yolculuk bile işkence olabiliyor:( Bakalım nasıl atlatacağız.

    YanıtlaSil
  2. Yapıştırma kitabı ve dvd oynatıcı tavsiye ediyorum. Cep telefonundan filan kısa filmler izletebilirsin. Çocuk şarkıları mesela. Yapıştırma kitaplarına ise deli oluyorlar. Sen çıkartıp eline vereceksin yapıştırmaları o da yapıştıracak. Bir de uyku saati yaklaştığı zaman yanındaki koltukta oturmaman gerekiyor. Öyle akıllılar ki, seni önkoltukta görünce "anneden fayda yok" deyip, kendi kendilerine uyuyorlar.
    1 yaşında daha sık uyuyacaktır. Daha bile rahat edebilirsiniz. Yeter ki mola zamanlarınızı iyi ayarlayın, çocuk bunalmasın. O mutluysa, siz de rahat edeceksiniz. Bu nedenle varış süresini uzatmayı göze almanız gerekiyor.

    YanıtlaSil
  3. Benim kızım da şehir içinde deliye dönüyor. Doğduğundan beri hep aynı, 1 saatlik yolda bile kıyameti kopartıyor. Ama uzun yolda el mahkum :)

    Şu yazımda da kızım 10 aylıktı ve biz gene araba yolculuğu yapıyorduk: http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2011/05/bebekle-butik-otelde-yaz-tatili-yaplr-m.html

    YanıtlaSil
  4. bakalım biz ne yapacağız.13 aylıkken ilk uzun yolculuk.ama ben gece bir yerde yatma taraftarıyım.böylece 5 saat yol uyku,ertesi gün kalan yol 6 saat kadar şeklinde.hem ruh sağlığım da bozulmaz.

    YanıtlaSil
  5. bu yazida kendimi ve gelegimi gordum :)) bizimki de sizinkinden hallice, malum! Allahtan sizinki yuruyor, en azindan mola yerlerinde oyalamasi daha kolay. Bizimki yuruyemediginden molalarda da bize bagimli.. Ben o yuzden vazgectim Izmire gitmekten...

    YanıtlaSil
  6. Bilgileriniz için tesekkurler, eminim ki çok isime yarayacak.
    Bu yaz oglumla ilk uzun yolculugumuz olacak insallah.
    Ve bu saatlik birsey degil günlük yolculuk,3 günlük bir yolculuk ve ilk yolculuk. ne tepki verecegini bilmiyorum ama genellikle arabada bagli kalmayi hiç sevmiyor :(
    Cok korkuyorum ve tedirginim onun için bilgilerinizden yola çikarak birseyler yapicaz artik ama umarim iyi bir yolculuk olur :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Korkunuzu ve tedirginliğinizi hissedip, o da tedirgin olabilir. Mümkün mertebe rahat olmaya çalışın. En kötü ne olabilir ki? En fazla her 2 saatte bir mola vermek zorunda kalırsınız ki aslında araba yolcuğunda iki saatte bir mola vermek hem sürücüye hem de yolculara iyi geliyor.
      Mümkün mertebe varacağınız noktayı düşünmemeye, varmak için acele etmemeye çalışın. Yolcuğun kendisi bir zevk ve yolculuk sürecini eğlenceli hale getirin, hem kendiniz hem de oğlunuz için. Eğer varacağınız noktaya ve bir an önce varmaya kilitlenirseniz, işin zevki kaybolur :)
      Bütün yolu oğlunuzun gözünden görmeye çalışın. Her çocuk parkında durup ailecek kaydıraktan kayın ve yol boyu bol bol fotoğraflar çekin. Her akşam, o gün çektiğiniz fotoğraflara bakıp, yolculuğunuzu değerlendirin, ertesi gün daha motive olmuş şekilde başlarsınız yolculuğa.
      Hayatın kendisi bir yolculuk zaten, keyfini sürün, iyi şanslar dilerim :)

      Sil
  7. Merhabalar blogunuzu yeni kesfettim bilgilendirici yazilarinizi okumaktan keyif aliyorum.size iki sorum olacak cevaplarsaniz memnun etmis olursunuz.bu yazinizda bebeginiz 20 aylik olduğunu yazmissiniz ve kitap okudugunu soylemissiniz okuma yazma egitimine zamab basladiniz merak ettim..ikincisi ise oto koltugu hakkinda henuz 10 aylik bir bebegim var biraz kilolu ve baktigimiz oto koltuklarinin buyuk kismi dar gelmisti siz ne marka kullandiniz? Sevgilerimle sibel

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Okuyor derken yanlış anlamayın, resimli kitapları elinde evirip çeviriyor, ben yazılarını okuyorum, sonra resimler üzerinde tartışıyoruz, kendisi okuyor numarası yapıyor vs. Yoksa 4,5 yaşında ve henüz okuyamıyor. Okuma yazma eğitimine henüz başlamadım, aslına bakarsanız, ileride fikrim değişir mi bilmiyorum ama okuma yazma eğitimi vermeyi de düşünmüyorum. Kendisi zaten yavaş yavaş, kendi kendine okuma yazma emareleri gösteriyor.
      Her çocuk gibi adını yazmak istedi ve yazıyor şu anda. Adını tanıyor ve dolayısıyla adını okuyabiliyor. Hiç özellikle göstermemiş olmama rağmen harflerin hepsini tanıyor. Özellikle araba plakalarındaki harf ve rakamları okuta okuta, harfleri ve rakamları kendiliğinden öğrendi. Harf ve rakamlarla ilgili hiçbir çalışma kitabı veya şarkılı vs alıştırma yaptırmama rağmen artık çift haneleri sayıları da tanıyor ve yavaş yavaş "A ile B yanyana gelirse nasıl okunur?" gibi sorular sormaya başladı.
      Çocuğun elinin altında uygun materyaller olunca ve çocukla ilgilenen yetişkinler, çocuğun ilgi alanlarını fark edebiliyorlarsa, kendiliğinden öğreniyor çocuk zaten. Özel vakit ayırmadım hiç, bundan sonra da bir dönem ayıramayacağım zaten hamileliğim nedeniyle. Sonrasında özel bir çalışma yaptırır mıyım bilemiyorum...

      Sil
    2. Araba koltuğunu yazmayı unutmuşum: Biz Kraft kullanmıştık. Ama Çin malı olduğu ve güvenlik testlerinde çok da başarılı olmadığı söyleniyor, o nedenle tavsiye edemiyorum.

      Sil
  8. 26 aylık bi oğlum var ve bu salı günü Şanlıurfa’dan Balıkesir’e yola çıkıcaz ben ne kadar istemememde eşim tutturdu araba ile gidelim diye İnan’ın hiç içime sinmiyor . Ve ben gitmek istemiyorum arabayla . Bu zamana kadar hiç yolculuk yapmadık uçak haricinde arabayla sadece şehir içinde kısa yolculuklar . Napıcam bilmşuorım çok strese girdim önerileriniz va mı acaba ?

    YanıtlaSil