15 Haziran 2011 Çarşamba

Düden Şelalesi - Antalya yakınlarında nereler gezilebilir?


Düden Şelalesi'ni görmenizi tavsiye ederim. Arkadaşlarımdan biri facebook'ta resimlerimden birine yorum bırakmış: "Burası cennet mi?". Antalya'nın sıcağında cennet gibi geliyor insana gerçekten de...

Çağlayan bir piknik alanında: Kepez Mesire Yeri. Pazar günleri yöre halkı tarafından en çok rağbet edilen piknik alanı olduğu söyleniyor. Piknik alanının girişinde develer var. Fotoğraflarını çekmek 3 TL, üzerlerine binmek 10 TL. Kızım korktuğu için fazla yakınlaşamadık develerle :) Piknik alanının giriş kapısının önünde büyük bir otopark var: 2,5 TL. Piknik alanına giriş de ücretli: 2,5 TL (1,5 öğrenci ve müze kart geçerli değil). Piknik alanında da restoranlar, kafeteryalar ve hediyelik eşya dükkanları var.

Şelaleden akan sular gökkuşağı oluşturuyor.

Düden Şelalesi'nin kaynağını Kepez Hidroelektrik Santrali'nden alıyor olması, bence ilginç bir ayrıntı. İki kolu varmış. Aşağı Düden Şelalesi (Karpuzkaldıran Şelalesi), Lara yolu üzerinde 40 metre yükseklikten Akdeniz'e döküldüğünden orasını gezmek mümkün değil. Bizim gittiğimiz ise Yukarı Düden Şelalesi (İskender Şelalesi), 20 metre yükseklikten dökülmekte. Çağlayandan başlayarak Düden Çayı kanyonunda dolaşmak mümkün.


Ayrıca şelalenin yakınında bir de mağara var ki mağaradaki oyuklardan oluşan doğal pencerelerden şelaleyi izlemek de ayrı bir keyif.

Mağaraya merdivenlerle iniliyor.

Manzarayı izlerken bir de suyun sesini duymak lazım.

Düden Çayı kenarında minik restoranlar da var. Alabalık, gözleme filan yenilebiliyor. Ama kızım uzun zamandır yemek istediği bir şeyi, hem de en lezzetlisinden buldu ve kendinden geçercesine yedi...



"Mısır Koçanı" ve Kontes :)

Mesire yerinde bizi heyecanlandıran iki şey daha gördük: Çocuk parkına yakın kafeslerde güvercinler ve tavşanlar ve antik kaya mezarları. Kızım hayvanları elleriyle besledi, biz de eski insanların akarsu kenarına neden mezar yapmış olabileceklerini düşündük durduk. Bir tabelada mezarlarla ilgili olarak şunlar yazılıydı: "Varsak Beldesi'nin hemen üzerinde, kayalardan oluşan, doğal bir surla çevrilmiş çukurlukta antik çağda Lyrbotae adıyla bilinen zengin bir köy yerleşmesine ait kalıntılar yer almaktadır.
     Düden'de görülen Nekropol (mezarlık) bu köye ait olmalıdır. Başlıca mezar dipleri kayaya oyulmuş mezar odaları ve üzeri kapakla örtülü sandukalar biçimindedir. Mezar odalarına birkaç basamakla inilir. Bazılarında karşılıklı olarak ölünün yatırıldığı oyma kaya sedirler vardır.
     Mezarların hemen hemen tamamı, çağlar boyu soyulmuş ve tahrip görmüştür.
  Gerek Lyrbotae'deki kalıntılar, gerekse Düden'deki mezarlar M.S. 2-7. yüzyıllar arasında tarihlendirilir. Ancak çevrede tesadüfen ele geçen ve bugün Antalya Müzesi'nde sergilenen Aspendos Sikkeleri ile bir vazo dikkate alınırsa bu bölgedeki iskan M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanır."



Kontes tavşan besliyor.


Antalya sıcağında kaçılacak en güzel yerlerden biri, bir doğa harikası.

4 yorum:

  1. Düden şelalesine bundan bir 10-12 yıl kadar önce gitmiştim sanırım. O gün Türkiye'deki son bilmem kaç yılın en sıcak günüydü. Antalya'nın rekoru elinde tuttuğu o gün Düden Şelalesinde sıcaktan hiç etkilenmeyerek geçirmiştik. Aradan geçen 10 yıl o şelalenin yanında olmanın verdiği güzelliği unutturamadı:) suların minik pıtırcıklar halinde gelip insanın teninde patlaması, serinliğini bırakıp gitmesi ve bunun sürekli devam etmesi... Mağaranın içerisinde bir döşek serip oracıkta yatıp uyuma isteği:) Ne güzel anılara gittim şimdi şu yaz günü:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. düden şelalesi çok güzel bir yer

      Sil
  2. merhabalar blogunuzu gezme fırsatım oldu çokgüzel şeyler var emek var benimde mütevazi bir blogum var ziyaret etmek isterseniz serdaseras.blogspot.com beklerim sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar Bey çok teşekkür ediyorum emeğimi fark ettiğiniz için.

      Ben de girip blogunuzdaki tüm yazıları okudum. Nacizane birkaç önerim olacak:
      - Yazılarınızdan anladığım kadarıyla hedef kitleniz İstanbul'dan çevre bölgelere motorsiklet ile gitmek isteyenler. Bu nedenle mesela gittiğiniz yolların fotoğraflarını koymanız çok isabetli olmuş. Motorsiklet kullanıcısı olsam ve geziye çıkmaya niyetlensem, yolların nasıl olduğu ilk araştıracağım husus olurdu herhalde. Ama mesela Zonguldak'ta yollar dar ve kötü demişsiniz ama fotoğraf koymamışsınız. Ben olsam özellikle yolların durumunu fotoğraflardım.
      - Gezi yazılarını genellikle gitmek istediğim yerlere önhazırlık yaparken Google araştırması yaparak bulup okuyorum. Merak ettiklerim özellikle o bölgede arabayla nerelere yolculuk yapılır, gezilmesi gereken yerler nerelerdir ve nerede ne yenir gibi hususlar olur. Herkes benim gibi midir bilmiyorum ama eğer örneğin Mudurnu gezisi yapacak olsam ve Google üzerinden sizin yazınıza yönlensem, hiç işime yarayacak bilgi bulamam. O nedenle mümkünse daha az fotoğraf ama daha çok bilgilendirici yazı girmeniz daha iyi olur. Ben çocuklu bir anne olarak gitmek istediğim yerlerde çocukla gezilecek yerleri ve çocukla gidilebilece lokantaları tavsiye edenlerin yazılarına daha çok önem veriyorum. Motorsiklet kullanıcıları neye dikkat ederler bilmiyorum ama kendinizi okuyucunun yerine koyup "Gitmedne önce benim yazımı okuyan kişi nasıl istifade eder?" diye düşünebilirsiniz. Ya da gitmeden önce kendi yaptığınız önaraştırmayı ve sonunda karşınıza çıkanın bu önaraştırma ile uyumlu olup olmadığını yazabilirsiniz. Misal "Yolculuğun 3 saat süreceğini düşünmüştüm ama yollar çok iyi olduğundan 2,5 saatte gidebildim" filan diyebilirsiniz.
      - Yazım dilinize de biraz dikkat ederseniz daha çok okuyucu çekebilirsiniz. Bazı hataları düzeltebilmeniz sanırım zor olabilir. Mesela "baya" yazıyorsunuz, oysa doğru kullanımı "bayağı"dır. "Oraya ulaşmam bayağı zor oldu" gibi. Bu gibi hususları dilbilgisi yeterli birinin edite etmesi gerekebilir. Eğer yazı içeriğiniz çok doyurucu olursa bu tip hatalar göze batmaz aslında. Ama mesela "çok" yazacağınıza yanlışlıkla "öok" yazmışsanız eğer (ki bu tip hatalar da hemen her yazıda var), bunu düzeltmeniz çok kolay. Blogspot'ta yazınızı yazdıktan sonra "ABC" logolu yazım hatası düzeltme butonuna basarsanız, sizin için hatalı kelimeleri tespit ediyor ve hatta doğru tercihleri de sunuyor. Her yazıdan sonra onu kullanırsanız, işiniz kolaylamış olur.

      Blog yazmak çok keyifli ama zaman alıcı bir uğraş. Umarım keyifli bir blog yolculuğunuz olur.

      Sil