23 Şubat 2010 Salı

Normal doğum mu, sezeryan mı?


Cevap: Normal doğum

"Sen nasıl doğurdun?" diye soracak olan olursa, ben epidural anestezi ile sezaryen doğum yaptım. Ama iki tür doğumu kıyasladığımda, normal doğumu daha tercih edilebilir buluyorum.

Yanılmıyorsam 8 sene kadar evvel Burçin Orhon'a "Hangi tür doğumu tavsiye edersiniz?" diye sormuşlardı, o da lohusa yatağında "İlk doğumumu normal, ikincisini sezaryen, üçüncüsünü ise epidural sezeryan ile yaptım. Kesinlikle epidural sezaryeni tavsiye ederim." demişti. 

Burçin Orhon'un denemediği epidural anestezi ile normal doğum ise benim içimde kalan ukdedir.

Her iki doğumun avantaj ve dezavantajlarını karşılaştıracak olursak:
  • Planlı sezaryenin günü ve saati bellidir. Evinizi dönüş için hazırlar, hastane odası rezervasyonunuzu da önceden yaptırabilirsiniz. Tüm bu hazırlıklar kimi aileye rahatlık sağlarken, kimi aileye de doğumun saatini biliyor olmak fazladan gerginlik ve huzursuzluk nedeni olabilir. Ayrıca bebek de doğacağı günü kendisi seçmediğinden, ne olursa olsun erken doğmuş demektir. Ben 41+1'de sezaryene girdiğime geç kaldığımı düşünüyordum. Oysa benim küçüklüğümden kalan 35 sene önceki Elele dergilerini okuduğumda gördüm ki o dönemde 10 gün veya 20 gün gecikmiş doğumlarda bilr sezaryen uygulanmıyormuş. Üstelik o dönemde bebeğin durumunu takip edebilmek için ultra ses ile görüntü alma ya da NST ile kalp atışı dinleme gibi yöntemler de yokmuş. Dolayısıyla eğer planlı sezaryene girmiyorsanız, tahmini gününüz de geçtiyse, nasıl bir yol seçeceğinize önceden karar vermeniz çok önemli.
  • Her ne kadar bol ağrılı olsa da sezaryende başınıza ne geleceğini öngörebilirsiniz. Hele ikinci doğumunuzda başınıza gelecekleri adım adım bilirsiniz. Yine de ameliyat ve dikiş, her hekimin kişisel becerisine bağlı olduğundan, doktordan doktora farklılık gösterebilir. Her normal doğum ise ayrı bir maceradır. Çok ağrısız sızısız bir doğum yapabileceğiniz gibi, müdahaleli bir doğum da yapmanız gerekebilir. Neyse ki artık normal doğumda da epidural ya da uyuşturucu iğneler gibi olasılıklar var. Her koşulda olağan ağrı sızıdan fazla ağrı sızı çekmeden doğumu noktalayabilirsiniz. Zaten doğumdan sonra bebeğinizi kucağınıza alınca, çektikleriniz hiçbir önemi kalmadığını şaşırarak fark edeceksiniz. Dikiş acıları içinde bebeğimi emzirmeye çalışırken teyzem "Bir daha doğuracak mısın?" diye sormuştu bana. Meme emen bebeğime bakıp "Elbette" demiştim, çok net hatırlıyorum.
  • Normal doğum öncesinde bol bol ağrı çeker, ne zaman doğum yapacağınızı bilemeden uzun bir bekleyiş sürecine girersiniz. Ancak doğum ile birlikte ağrılarınız sona erer. Planlı sezaryen doğum öncesinde ise ağrınız yoktur, ağrılı bekleyiş de yoktur. Ancak ağrılarınız doğum sonrasında başlar ve uzun bir nekahet süreci sizi bekler. Bu arada sıklıkla "Aaa, benim hiç ağrım sızım olmadı. Doğum yapar yapmaz ayağa kalktım, ertesi gün de evde elektirik süpürgesi vurdum" diyenler sizi yanıltmasın. Doğum yapılan gün, her ameliyatlı hastaya yaptıkları gibi, barsaklarının çalışıp çalışmadığını görmek üzere sezaryenli anneyi de ayağa kaldırıyorlar. Bakın dikkat edin, sezaryenli anne ayağa kalkmıyor, kaldırılıyor. Çünkü karın kasları kesilmiş ve dolayısıyla karnını kullanamayan, üstelik 10-15 tane taze dikişi olan, üstelik de henüz birkaç saat önce anestezi almış normal bir insanın kendi kendine yataktan kalkabilmesi mümkün değil. Ha eğer benim gibi inatçı biri ise "Hayır bana dokunmayın, ben kendim kalkacağım" demişse bile etrafında 2-3 kişi beklemelidir. Çünkü ayağa kalkan kişi şiddetli bir acı duyar, acıdan başı döner, geri oturmak ister ama o kadar güçsüzdür ki oturamaz, etrafındakilerin hemen koltuk altına girmesi gerekir. Ben geri oturdum, tansiyonum normale döndü, kalkıp tekrar yürüdüm. Ama bir arkadaşım (sezaryene çok istekli idi ve çok kolay bir ameliyat geçirdiği ile hala övünür) kalktıktan sonra ısrarla yürüdü ve bayıldı. Sezaryenin ne kadar basit bir müdahale olduğunu ispatlamaya çalışmak için annelerin kendilerini zorladıklarına çokça şahit oldum. Sezaryen bir ameliyattır. Bunu kabul etmek insanı rahatlatıyor. Sezaryenden 1,5 sene sonra çok daha ağır bir ameliyat geçirdim. Ondan sonra ayağa ilk kalktığımda çok fena oldum ve sezaryenin nispeten hafif bir ameliyat olduğunu anlamış bulundum. Ama ameliyat, ameliyattır. Acı verir. Bunu kabul etmek lazım.
  • Sezaryen doğum sonrası annenin bebeğe alışmasının süre aldığı söylenir. Ama bende böyle olmadı. Görür görmez aşık oldum bebeğime. Zor normal doğum yaşayan bir kaç arkadaşım ise bebeklerine alışmalarının aylar aldığını söylediler.  Demek ki bu da kader kısmet işi, önceden belirlenemiyor.
  • Zor geçen bir normal doğum sonrası bebekle ilgilenmek içinizden gelmeyebilir ancak sezaryen sonrasında ağrılarınızı ilk gün hissetmediğinizden hemen bebeğinizi kucaklayıp sevmek isteyebilirsiniz. Yine de anestezi almak kolay değildir. Kafanız çakırkeyf olacaktır. Bir süre sonra düşündüğünüzde doğumdan hemen sonra kimlerle ne konuştuğunuzu hatırlamadığınızı şaşırarak fark edebilirsiniz. O nedenle sezaryen sonrası annenin yalnız bırakılmaması en doğru olanı bana göre.
  • Sezaryen sonrası sütün geç geldiği de söylenir. Ama bende bu da gerçekleşmedi. Normal doğum sonrasında ise sütü günlerce gelmeyen arkadaşlarım da oldu. Sanırım bu da bebeğin kısmeti, nasibi ile ilgili. Doğum zaten zorlu bir süreç. Bir de süt baskısı duymamak lazım. Varsa var, yoksa yok... Her şeyin çaresi bulunur deyip rahatlamak lazım.
  • Sezaryen doğum neticede bir ameliyattır ve dolayısıyla ameliyatın tüm yan etkilerini taşır. Bol miktarda ağrı sızı olur, ameliyat kesisinin iyileşmesi uzun süre alır.Annem yumurtalık ameliyatı olduktan sonra 1 ay yatmıştı ki kendisi acıya çok dayanıklı bir insandır. Benzer bir ameliyat olan, esasen rahim ameliyatı olan sezaryenden sonra ise ayağa kalkıp elektirik süpürgesi vurmaya kalkan çok oluyor. Çok gereksiz bir çaba... En iyisi her ameliyatlı hastanın yapacağı gibi makul bir süre dinlenmektir. Doğu bloku ülkelerinde normal doğum yapanları 10 gün, sezaryen doğum yapanları 1 ay hastanede yatırıyorlamış. Anadolu'da da normal doğum yapan kadına 40 gün destek olunur. Normal insanlar doğumdan sonra kendilerini ancak bu sürelerde toparlayabiliyorlar demek ki... Ameliyatın ertesi günü halı çırpanlar aklınızı çelmesin.
  • Sezaryen sonrası bebek bakımı zordur. Karın kaslarınız kesildiğinden, karın kaslarınızla yaptığınız işleri yapmakta zorlanırsınız. Eğilip kalkamadığınız için 2 saatte bir bebeği beşiğinden alıp, tekrar beşiğine geri koymak zulüm gelir. Bebeğinizin ağırlığını bile kaldırmak dikiş yerinizi zorladığından bebeği tek başınıza yıkayamazsınız vs. vs. Ancak tüm bu yan etkiler zor bir normal doğum sonrasında kesisi ve dikişi fazla olanlarda da olabilir. Yine de normal doğum sonrası doğal hareket yeteneğine geri dönebilmek daha kısa süre almaktadır. Zira normal doğumdaki kesi ve düküşler üst katmanlara, yani deriye uygulanır ve iyileşmesi kısa sürer. Sezaryende ise deri, altındaki kas tabakası ve bir iç organınız yani rahminiz kesilir, yerinden oynatılır ve sonra geri konulup dikilir. İyileşmesi de bir hayli zaman alır. Benim sezaryen dikiş izim 4,5 sene sonra bile tamamen beyaza dönmedi, hala biraz kabarık ve kırmızı duran bölümleri var. İkinci sezaryenini 5 sene sonra olan bir arkadaşım, o kesi yerindeki kızarıklık ve şişlik durumunun ancak ikinci sezaryeni de aynı yerden kesildikten sonra iyileştiğini söylemişti. İlginç gelmişti bana, hani ikinci kesilişte daha geç iyileşmesi beklenir sanki ama farklı bir durum vardır belki.
  • Sezaryende karın kaslarınız kesildiği için karın kaslarınızı kullanabilmeniz bir hayli uzun zaman alır. Bu nedenle emzirmeden kaynaklanan sırt ağrılarınız daha fazla olur. Benimle aynı dönemde isteyerek sezaryen olmuş ve halindne gayet memnun bir arkadaşım ile kıyasladım ilk dönemler hep kendimi. Hani acaba istemeden ameliyat olmak zorunda kaldım diye abartıyor muyum acaba, diye. Mesela 40 gün kadar kanamam devam etmişti, sorduğumda arkadaşımınki de devam ediyordu. Ya da mesela özellikle yokuşlarda bebek arabası kullanmakta çok zorlanıyordum. Karın kasım olmadığı için puseti kontrol edemiyordum. Arkadaşıma sorduğumda o da ilk zamanlar düz yolda bile zorlandığınızı, yavaş yavaş her gün yürüme süresini arttırdığını söylemişti. Gerçi aradan geçen 4,5 sene sonra tekrar sorduğumda bu söylediğini hatırlamıyor, hiç böyle bir sıkıntısı olmadığı iddiasında. O nedenle isteyerek sezaryen olmuş birinin doğumundan yıllar sonra ameliyatı ve nekahat dönemi ile ilgili olarak anlattıklarına hiç inanmıyorum artık. Acılar unutuluyor, bu bir gerçek. Karın kasınızın yerine destek olması için, karın kasınızı zorlamanız gereken durumlarda doğum sonrası korselerinden kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Ben çok faydasını görmüştüm.
  • Normal doğum sonrasında daha rahat toparlanıldığından, daha az süre yardıma ihtiyacınız olur. Oysa sezeryan sonrasında bebek ve ev bakımı için aylar süren yardım ihtiyacınız olacaktır. Sezaryenden sonra elektirik süpürgesi vurup, halı çırptığını söyleyenler kendinizi kötü ve yetersiz hissetmenize neden olur. Sezaryen bir ameliyattır ve siz de uzun bir hamilelik sürecinden sonra geçirdiğiniz bir ameliyatın iyileşme dönemindesinizdir. Zorlanmanız çok normaldir. Bunu kabul edip, yardım talep etmek hem sizi hem de etrafınızdaki herkesi rahatlatır. Kimse sizden elektirik süpürgesi vurmanızı beklemez.
  • Sezaryen sonrasında vücudunuzda neler olacağını ve bedeninizin nasıl görüneceğini tahmin edebilirsiniz. Her ameliyat gibi sonrasında karnınızın sarkması ve yağlı kalması öngörülebilir, ancak normal doğum sonrası karnın yok olmaması daha sinir bozucu olabilmektedir. Normal doğum ayrıca her zaman vajinal estetik açısından kaygılandırıcıdır. Bir de normal doğum sonrası öksürme, hapşırma durumlarında idrar kaçırma sorunu olabileceği söylenir. Sezaryen doğum sonrası aynı sorunu ben de yaşadım. Demek ki bu durumun nedeni doğum şeklinden ziyade rahmin boyutlarının aniden büyüyüp küçülmesi, leğen kemiğinin ve vajen kanalının genişlemesi vs olmalı. Yoksa sezaryen doğum yapanlarda yaşanmaması gerekirdi ama ben kendi tecrübemden yaşandığını biliyorum.
  • Sezaryen sonrası cinsel ilişkiye girmek psikolojik olarak nispeten daha rahattır, zira vajinanız doğum olayından hiç etkilenmemiştir; acı korkusu yaşamazsınız. Ama yine de doğum şekli ne olursa olsun, sonrasında cinsel ilişkiye girmek zorlayıcıdır. Bu konuda da yazmıştım: http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2010/04/dogum-sonras-cinsel-iliski-ac-verir-mi.html

Dipnot: İşte bir annenin sezaryen doğum hikayesi... Öylesine sıcağı sıcağına yazmış ki benim bile unuttuğum ayrıntıları paylaşmış. Sezaryen doğumu acısız ve kolay sananlar bir de bu yazıyı ve yorumlarını okusunlar isterim.

    5 yorum:

    1. Yalnız, ağrı sızı açısından ben daha şanslıydım sanırım. Öyle çok eziyetim olmadı; hatta, "bu muymuş, normal doğumda doğum sırasında acı çekersin ama sezaryende asıl eziyet doğumdan sonra başlar, dedikleri" diye şaşırmışlığım bile vardır :)

      Bünyeden bünyeyey de değişebiliyor sanırım ki...

      Yalnız, ben de isterdim epidural normal doğum yapmayı (doğal doğumu kaldırabileceğimi sanmıyorum açıkçası); ancak, bebek ters gelmişti, mecbur yattık masaya!

      YanıtlaSil
    2. Merhaba! Ben de pek sevdim bloğunuzu! Artık takipteyim! :)

      YanıtlaSil
    3. Merhaba, epiduralle normal doğum tecrübemi yazayım da burada bulunsun (: Post eski ama muhakkak arayıp gelen birileri olacaktır. Yardımcı olacağını umuyorum.

      Başta epidurale kesin olarak karar vermemiştim, dayanabileceğim kadar dayanmayı düşünüyordum ancak "dayanamayacağım" dediğim zaman daha 4-5 saatim olduğunu söyledikleri için yaptırdım epidurali. Sonradan anladık ki aslında 1 saat varmış (: Bu arada normal doğumda yapılan epiduralin dozu sezaryenden farklı oluyormuş. Benim ağrılarım hiç azalmamıştı, ama artmamıştı da. Biraz uyku da vermişti bana. Bir de doğumdan sonra aşırı bir yorgunluk, bitkinlik olmuyor, sanırım epidural sayesinde oluyormuş bu.

      YanıtlaSil
      Yanıtlar
      1. Normal doğum sırasında tüm kadınların "Daha fazla dayanamayacağım" dedikleri bir nokta oluyormuş ve o sözü duyunca ebeler, doktorlar doğumun çok yaklaştığını anlıyorlarmış. Sizin gibi epidurali takdırdıktan hemen sonra doğum yapıp da takdırmama gerek yokmuş diyenleri çok duydum, okudum. Yine de şanslıymışsınız, çünkü bazı doğumların süresini uzatabiliyormuş epidural.

        Bir de normal doğumdan sonra annelerin hepsi, enerji bastığını, çok dinç hissettiklerini söylüyorlar (tabii eğer or ve müdahaleli bir doğum olmamışsa). Ama epidural seçeneğinin anne adayına normal doğum için cesaret verdiği de bir gerçek. Keşke ben de normal yapsaydım da epidural kullansaydım. Şimdi ikinci bebeğimi normal doğum istiyorum ama epidural şansımı kaybettim sanırım, çünkü rüptür olur da hissedilmezse diye, sezaryen sonrası normal doğumda epidurale pek sıcak bakmıyor doktorlar.

        Tecrübenizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Umarım bu yazıya gelen anne adaylarına cesaret verir anlattıklarınız.

        Sil
    4. bende epiduralle normal doğum yaptım ilk 5 saat korkunç sancılar çektim öyleki ayağa kalkamadım belden aşağımı hissetmiyordum çünki sadece 1 doz epidural bana yeniden doğmuş hissi verdi. doğumum zor geçti çünki bebeğim iri çatım dardı çok dikişim oldu ve doğumdan sonra 2 ay korkunç ağrılar çektim 2 ay boyunca hiç oturamadım hep yan yatmak zorunda kaldım, artık hiç oturamayacağımı düşünmeye bile başlamıştım. benim normal doğum hikayem ne yazıkki çok acılı ve sancılı geçti. şimdi ikinci bebeğime hamileyim ve eğer bu bebeğimde iri olursa kesinlikle normal doğum düşünmüyorum.

      YanıtlaSil