9 Nisan 2013 Salı

Okulsuz Eğitim Kapsamında Yapılabilecek Etkinlikler Nelerdir? 0-6 ay (1) - Algı Geliştirme


0 ila 6 ay arasında yaptığım her türlü hareket, tamamen kızımı oyalamaya yönelikti. Ama şimdi görüyorum ki gelişimine fayda sağlayacak pek çok şey yapmışım.
 
Elbette her çocuk, her aile ve ailenin yaşadığı ortam, içinde bulunduğu koşullar farklıdır. Ben de zaten eğitim uzmanı filan değilim. O nedenle burada sayacağım etkinliklerin her biri sadece bizim hayatımızdan birer kesittir.
 
İlk olarak, yeni doğan bebek ile dünyayı tanıştırmak gerekiyor. Nasıl bir yerde yaşayacağını bilmek onun da hakkı :) Böylece algıları açılacak. Zaten etrafında olan biten her şeyi kayıt altına alıp, yeni beyinsel bağlantılar kurmakla meşgul olan bebeğe değişik uyaranlarla dolu bir alan yaratmak yeterli.
 
 
GÖRMEK
 
Yukarıdaki fotoğrafta 3 aylık kızım amcasının kollarında, akvaryumu seyrediyor.
 
Bir kere bir akrabanın kollarında olmak harikadır. Her çocuk güven çemberini hissetmelidir. Çekirdek aileden başlayarak güven çemberi genişleyerek ilerler ve en sonunda tüm evrene kadar yayılır. Eğer bebeğe, başkalarına da güvenebileceğini hissettirirseniz, o da kendisini Dünya üzerinde rahat ve güvenli hissedecektir.
 
Her bebek televizyona büyülenmiş gibi bakar. Ama akvaryum da en az televizyon kadar çekicidir. Ağlayan bebeği susturmanın en kolay yollarından biri, bir akvaryumun yanına götürmektir. Ayrıca suya ve balıklara bakmak, zaten herkes için sakinleştirici bir eylemdir.
 
Akvaryumdaki balıklar bebeğe Dünya üzerinde, insandan başka canlılar olduğunu da gösterir. Farklı yaşam formları, muhakkak ilgisini çekecektir. Balıklar, kuşlar, kediler ve diğerleri...
 
5 aylık Kontes koru gezisinde (Şubat ayı)
 
Kontes gözlerini kırpmadan bir noktaya bakıyor.
 
İşte farklı bir yaşam formu daha :)
 
Kontes 4 aylık ve farklı bir yaşam formuna alışmış bile çoktan :)

Kedili hayatın kızıma kattıklarını bir yazımda anlatmıştım daha önce:
http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2010/12/bebekle-kedi-bir-arada-yasar-m.html


5 aylık Kontes, kedisi yanında olunca kendisini
yalnız hissetmiyor sanırım. Çünkü ben mutfaktan
çıktığımda arkamdan mızırdamıyor.
 
 
AÇIK HAVA
 
Ben insanoğlunun, diğer tüm hayvanlar gibi açık havada yaşamak üzere dizayn edildiğine inanıyorum. Nasıl ki diğer tüm canlılar, günlerinin büyük bir bölümünü açık havada ve hareket halinde geçiriyor, sadece dinlenmek ya da korunmak üzere yuvalarına giriyorlarsa, insanoğlu da öyle davranmalıdır.
 
Kızım Eylül doğumlu. O büyüdükçe hava koşulları da sertleşti ama yine de her gün, ama istisnasız her gün, dışarı çıktık, açık havada dolaştık. Kızım sıklıkla açık havada uyudu. Sokağa çıkamayacak bile olsam balkonda uyuttum. Açık havada, özellikle de serin havada bebeklerin daha rahat uyuduklarını tecrübe ettim ve açık havanın bağışıklığı da güçlendirdiğini düşünüyorum. Kızım soğuktan dolayı hiç hasta olmadı. Ayrıca soğuk İskandinavya ülkelerinde bile bebeklerin özellikle açık havada uyutulduğuna ilişkin bir haber ve Slovakya'da benzer bir tecrübe yaşamakta olan bir annenin yazısı (onun bebeği de soğukta uyumasına rağmen -hatta bence özellikle bu nedenle- yazının yazıldığı 11. ayına kadar hiç hastalanmamış) için bkz.:
 
 
Kontes 4 aylık (Ocak ayı) ve astronot tulumu içerisinde açık havada uyuyor.
4 aylık Kontes babasının kucağında,
"wrap sling" ile bağlanmış, ilk kez karla tanışıyor.

4 aylık Kontes, bu sefer annesine bağlanmış.

5 aylık Kontes, BabaSling içinde, artık karla oynuyor.
 
 
DOKUNMA
 
Ben insanın kültürel nedenlerle örtündüğünü düşünüyorum. Mesela Afrika'da insanlar hemen hemen çıplak dolaşıyorlar. Bu nedenle bebeklerin de esasen çıplak rahat ettiklerine inanıyorum. Özellikle anne ve baba ile ten temasına da azami önem veriyorum. Bunun yanı sıra tenimiz, en geniş alana sahip organımızdır. Bu geniş alanı olabildiğince fazla kullanmak bebeğin algısını muhakkak arttıracaktır. Bebek öncelikle ellerini ve akabinde ayaklarını keşfeder. Bu keşfin önünü kesmek, olağan seyrinde giden gelişime ket vurmak demektir. Bu nedenle özellikle el ve ayakların açıkta kalması benim için önemliydi. Eldiven ve çoraplardan hiç hoşlanmadım ben.
 
Kontes 4 aylık (Ocak ayı)
 
 
TAT ALMA
 
Plastikten hoşlanmıyorum. Bu nedenle kızıma biberon ya da emzik vermedim. Kauçuk emzikler de var biliyorum, ama yine de güvenemedim. Bu nedenle kızıma anne sütünün içirilmesi gereken zamanlarda minik boy alıştırma bardakları kullandım.
 
Kontes bu resimde 4 aylık.
Bu minik alıştırma bardağını kendi elleri arasında sıkıştırıp,
kendi kendine süt içebiliyordu.
Bunun kendine güven ve başkasına bağımlı olmadan kendi
ihtiyacını karşılayabilme duygularını da güçlendirdiğini düşünüyorum.
 Kim bilir?
 
Meyve/sebze filesi...
Kaşınan dişler için buzdolabından çıkmış havuç veya elma dilimleri...
Kontes kendi kendine yiyebiliyor, farklı bir tat alıyor.
File yerine bir yemeni de kullanılabilir.


MEKAN ALGISI ve YENİ MEKANLAR

Bebeklere, porselen bebek muamelesi yapılmasını da doğru bulmuyorum. İlk 3 aylık dönemden sonra bebekler 30 santimden daha fazla görmeye başlıyorlar ve algıları birden açılıyor. Dördüncü ayla birlikte bence oyun çağı da başlıyor.
 
Kontes 4 aylık. Hangi çocuk leğen oyunlarını sevmez ki? :)
 
Kızım hayatımıza girdiğinden beri her nereye gidersek gidelim, kızım da bizimle birlikte geldi ve bize katıldı. Yaptıklarımızı yapış şeklimizi kızıma göre uyarlamak zorunda kalsak bile...
 
Kontes 4 aylık. Henüz mama sandalyesine dik olarak oturamıyor ama bizimle birlikte yemek masasında olmak istiyor.
http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2011/01/bumbo-bebek-koltugu-nedir-ne-ise-yarar.html

Ev ziyaretlerinde de Kontes masaya bizimle birlikte oturuyor.
Eğer mama sandalyesi yoksa,henüz kendi başına oturamadığı için
ana kucağını sandalyeye bağlıyoruz.
Banyoya bile bizimle birlikte giriyor. Su sesi, sabun kokusu,
banyo akustiği vs vs. Banyonun bir bebek için, evin en eğlenceli ve algı açan
 bölümü olduğunu düşünüyorum. İkinci sırayı da mutfağa veriyorum :)

Kontes balık restoranında (2 Aylık)

Kontes Bolu'da bir restoranda (2 aylık)
 
Dünya çok renkli. Olabildiğince farklı renklerini görmek isterim. Kızım da ilk gününden bu yana, bu muhteşem gösteriyi izlemek üzere bana eşlik ediyor.

8 yorum:

  1. Çok güzel yazmışsınız..Özellikle tombul tatlı kediciği çok sevimli buldum:) Bende bebeğimi olabildiğince bizimle birlikte her ortma soktum..Açık hava anlamında tabi. Çanakkleden sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Kedim 9 yaşında, olgun ama vahşi bir beyefendidir :) Günler ne çabuk geçiyor. Kedimin yanında nokta gibi kalan kızım şu anda "Oğlummm" diye seviyor kedimizi :)
      Bizden de size sevgiler, saygılar...

      Sil
  2. Dün gece geç saatte gördüm ama okuyamamıştım yazınızı bağlantı verdiğiniz için teşekkür ederim. Bir güncelleme yapayım kızım şuan 12,5 aylık hala hasta olmadı, üstelik yılbaşında 3 hafta kadar Türkiye'de idik ve etrafımız feci derecede hasta insanla doluydu, çok şükür bulaşmadan atlattık.

    Bu yazınızda önerdiğiniz bir çok şeyi biz de yaptık kızımıza. Zaten bırakacak kimse olmadığı için de her daim yanımızda idi. Hiç unutmuyorum 3 aylık iken gayet lüks bir restorana gitmiştik, iş adamları falan vardı. Bir ağlama krizine girdi biraz ortamı rahatsız ettik ama olsun :)

    Bir de kızım için etkinlik ararken bulduklarımı paylaşmak için bir blog açmıştım http://bebeklericinoyunlar.blogspot.com Ara sıra topluca güncelleme yapıyorum fırsatım olduğunda. Bu yazıya ilgi duyan anneler faydalanabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ah ah, ben bu blogu nasıl kaçırmışım. Çok beğendim :)

      Sil
  3. Kontese zaten bayılıyorum, kedisine de bayıldım :) Gerçi kedili yazıyı severek okumuştum ama burda tombul beyefendiyi bol bol görme şansım oldu. Ben de ileride çocuğum olunca kesinlikle ev hayvanlarımla beraber büyütmek istiyorum. Bu yazıların ne kadar iyi oluyor Çokbilmişçim, bana şimdiden yol gösteriyorsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sırf kedimin fotoğraflarıyla süslü bir yazı daha yazacağım bir ara. O zaman görürsün asıl benim yakışıklı oğlumu :)

      Sil
  4. bloğunuzu bugün keşfettim ve zevkle okuyorum fakat bir sorum var 4 aylık bebeğinizi aktivitelerde hep oturtmuşsunuz resimlerde gördüğüm kadarıyla. benim de kızım şuan 4 aylık olmak üzere ama doktorumuz oturtma sakın 6 aylık olunca destekli oturt dedi ve bizim aktivitelerimiz bu yüzden çok kısıtlı ya sırt üstü yatıyor ya yüzüstü (yüzüstü pozisyonda en fazla 5 dk kalıyor sonra mızıldamaya başlıyor)yada kucakta bişiler yaptırmaya çalışıyoruz. bize ne tür önerileriniz olabilir oturtma konusu nedir ne değildir sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konunun uzmanı değilim, tamamen saçmalıyor da olabilirim :) Kızım 4. ayında meme emerken kalkıp oturdu bir gün, zorla geri yatırdım korkup. Sonra saçma bir hareket yapıyormuşum gibi hissettim ve biraz araştırma yaptım. Gördüm ki bebeğin oturtulmasının zararlı olduğuna yönelik ciddi bir bilimsel kanıt yok. Bir de siz sorun doktorunuza bakalım bildiği bir makale, bilimsel araştırma filan var mı bu konuda? Gözümden de kaçmış olabilir, çünkü ortopedist filan değilim neticede...

      Ben her bebeğin gelişim aşamalarının farklı olabileceğini düşündüğümden, bebek kendi kendine oturmayı talep ediyorsa zorla geri yatırılmasının anlamsız olacağını düşündüm. Ama tabii oturtmak zararlıdır denilip durduğu için ben de Bumbo koltuk aldım, ki oturturken içim rahat olsun.

      Sil