10 Nisan 2013 Çarşamba

Okulsuz Eğitim Kapsamında Yapılabilecek Etkinlikler Nelerdir? 0-6 ay (2) - Sosyalleşme

Dedem ve kızım (5 aylık)

İNSANOĞLU SOSYAL BİR VARLIKTIR.
Kızım doğmadan önce özellikle amcasına yakın taşınmıştık. Kızım doğduktan sonra da haftanın 3-4 günü amcası, yengesi ve kuzeni ile birlikte geçirdik. Anneannesi her hafta gelip bir geceyi bizimle geçiriyordu. Diğer akraba ziyaretlerini de hiç ihmal etmedik, hala da etmeyiz. Çekirdek ailesi en içte kalmak üzere giderek genişleyen akraba halkalarını fark etmesini ve kendisini güvende hissetmesini istedim. Yukarıki resimde kızım annemin babası ile birlikte. 5 aylık olduğu için algıları oldukça açılmış. Dedenin sakallarını hissediyor sanırım. Sevildiğini de hissediyor olmalı ki çok sakin ve konsantre olmuş görünüyor.
Aile dostlarımız. Kontes 2 aylık ama kendisine bakan gözleri fark etmiş,
onlara uzanmaya, onlarla iletişim kurmaya çalışıyor.
Aynı aile dostlarımızın evinde, başka bebekli dostlarımız ile kahvaltıdayız.

Aynı aile dostlarımızın oğlunun doğum günündeyiz. Kontes iki aylık.

Başka arkadaşlarımızın kızımdan 1 ay büyük kızları.
Kontes iki, arkadaşı üç aylık olduğundan henüz iletişime geçemiyorlar :)
Ama ileride birlikte azabileceklerini düşünüyorum :)

Bu sefer başka bir arkadaş grubu ve çocukları ile başka bir doğum günündeyiz.
Kontes 3 aylık ve hala her İstanbul ziyaretinde bu çocukların ve
 ailelerin tümü ile görüşüyoruz.
Ki bu gruba iki küçük kız daha katıldı, Kontes onların hastası.
Oğlum kadar sevdiğim, çocukluk arkadaşımın oğlu.
Onun teyzesi, benim de kardeşim olmadığından, bana Teyze diyor.
Kontes 2 aylık, arkadaşı 5 aylık.
Aynı arkadaşı 8, Kontes 5 aylık. Birlikte restorandayız.
Kontes benim kucağımda başka çocukları görmeye çok alışık.
Üstelik arkadaşı, Kontes'in oyuncağı ile de oynuyor.
Paylaşım ile ilgili hiçbir zaman sorun yaşamadık.

Komşumuz. Çerkezistan'dan gelmiş bir aile. Çocukları ile Çerkezce konuşuyorlar. Bize de öğrettiler birkaç kelime. Hayatımda gördüğüm en iyi annelerdendir. Pek çok konuda örnek aldım kendime. Bizimle de Türkçe ve Rusça anlaşıyorlardı. Kızım onlar sayesinde ilk defa farklı bir dil kavramı ile tanıştı. Resimde kızım 4 aylık, arkadaşı ise 3. Kızımın algıları daha açık olduğundan, arkadaşı ile iletişime geçmeye çalışıyor. Şu anda onlar Edirne'ye taşındı. Görüşemesek de irtibatı koparmamaya çalışıyoruz.
Oturduğumuz bölgede yaşayan aile dostlarımız da vardı. Şu anda başka bir şehire taşınmış olsak bile düzenli olarak İstanbul'a gidip eşimizi dostumuzu ziyaret ediyoruz. Eğer bir insanın bebekliğini biliyorsam, onun büyüyüşüne şahit olmuşsam, o insana karşı hoşgörümün daha fazla olduğunu fark ettim. Bebekliğini bildiği, üzerinde emeğini olan bir çocuğa insanın zarar vermesi zordur. O nedenle tüm eşimin dostumun, kızımın büyüyüşüne şahitlik etmesi ve kızımın da onların çocukları ile birlikte büyüdüğünü fark etmesi için elimden geleni yapıyorum.
Üyesi olduğum bir dernekten bebek ziyaretine geldiler.
Kızım 4 aylık ve algıları açılmış.
Teyze ve ablalara şaşkın bakışı görülebiliyor sanırım :)
Akraba ve eş dost ziyaretinin yanı sıra, nispeten daha az görüştüklerimizle de iletişimde kalmak için partiler iyi birer fırsat oluyordu. Kırk uçurma, Mevlüt okutma, diş buğdayı gibi özel toplantılar ile başkaları ile de iletişime geçiyor ve kızımı yeni yeni sevilesi insanlarla tanıştırıyordum. Kimsenin kucağına vermemezlik etmedim. Başkalarına verirken en ufak bir tereddüt de yaşamadım. Kızım çok da sosyal ve dışa dönük bir çocuk olmamasına rağmen, benim rahatlığımı hissettiğinden herhalde, hiçbir zaman başkasının kucağına gittiği için ağlamadı.
Kızım BabaSling içinde, 2 aylık.
Sosyal hayata katmak için kızımı yanımda taşımam yeterli değildi. Olabildiğince bizimle göz hizasında olmasını ve Dünya'yı bizim gibi görmesini istiyordum. Çok çeşitli sling'ler denedim.  Sokakta da puset yerine, sling tercih ettim çoğunlukla. Kızım doğduğu günden itibaren asla sıkışık ortam ve ten teması sevmedi ama sling'le çok rahat etti. İlk denemelerimde ağlamıştı, ben de tedirgin olmuştum. Sonra fark ettim ki evin içinde ağlıyor ama dışarı çıkar çıkmaz susuyor ve hatta uyuyakalıyor. Sonraları evin içinde de sling ile bağlanmaya alıştı. Ev işlerini bile kızım kucağımda veya sırtımdayken yaptığım çok olmuştur.
Kontes 4 aylık "wrap sling" ile bağlanmış ve bağlanır bağlanmaz uyuyakalmış,
henüz asansörden bile inmemişiz ki
fotoğrafımızı asansör aynasından çekiyorum :)
Kontes 6 aylık ve artık dik durabiliyor. Bu nedenle "Slingo Hug" içinde artık.
http://www.babyslingo.com/urunler/slingo-hug/


Yüz yüze bakışıyor, kalp kalbe duruyoruz.
Dünya korkulacak değil, bilakis heyecan verici bir yer...
Bunu hissediyor sanırım.

Rüzgarlı bir günde, Mart başında, Boğaz'dayız.
Okulsuz eğitim kapsamında tekrar etmek isterim ki "sosyalleşmek" her gün aynı yaş grubundan, aynı çocuklarla, bir odanın içerisinde kapalı kalmak demek değildir. Çeşitli yaş guruplarından, çeşitli insan ile birlikte olmak bana "sosyalleşmek" kapsamına daha çok giriyormuş gibi geliyor. Yine de kızım büyürken hep aynı insanlarla, tekrar tekrar görüşmeye dikkat ettim, görüşmeye de devam ediyoruz. Çünkü bunun güven duygusunun gelişiminde önemli olduğunu, güven duygusunun da kişisel gelişime temel hazırladığını düşünüyorum. Kızımın ilk defa gireceği ortamlarda ise hep yanında oldum. Böylece hem kendisini güvende hissetti, hem de benim tepkilerimi gözlemleyerek nasıl davranması gerektiğini öğrendi.
Bu arada kızım 6 aylık olana kadar hastalanmadı. Hani bu kadar çok insanla iç içe olunca hastalanırmış gibi düşünülebilir. Ama anne sütü koruyor sanırım. Bir de birlikte olduğumuz insanlar çok hassas kişilerdi. Hiçbiri hasta hasta kızımı ellemedi, sokaktan gelenler ellerini yıkamadan kızıma dokunmadılar. Sonuç olarak insan ilişkisi kızıma hastalık olarak geri dönüş yapmadı. İnsan ilişkilerinin katkısı çok oldu, zararı hiç olmadı.


10 yorum:

  1. akraba ziyaretlerinin önemini kendimden bildiğim için kızımıda bu sevgi selinden mahrum bırakmak istemedim.biz küçük bir şehire yaşıyoruz.ulaşım kolay dolayısı ile.biz çoğu yere kızımla yürüyerek gidiyoruz ve çok keyifli bizim için.akrabalarımızda kızıma karşı oldukça ilgililer.işimiz olduğunda bırakabilecek kadar güvendiğimiz akrabalarımızla yakın oturmamız bizim için çok büyük bir şans gerçekten.
    ve hijyen konusundada hiç sıkıntı çekmedik.sizinde söylediğiniz gibi insanlarda artık daha bilinçli olduğundan pis ellerle çocuğa yaklaşmıyorlar.
    ve gururla söylüyorum kızım 10,5 aylık ve hiç hastalanmadı.diş yüzünden yükselen ateş karşısında aile baskısına yenik düşüp bir kere ateş düşürücü vermemi saymazsak hiç ilaç kullanmadık:)
    1.yazınıdaki resimlerden yola çıkarak bir çok sling denediğinizi farkettim. biz normal kanguru almıştık.küçükken rahattı taşıması ama şimdi omuzlarımı çok ağrıtıyo.10,5aylık bebeğe önerebileceğiniz sling varmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok şanslısınız gerçekten, çok kıymetli zenginlikleriniz var...

      Ben Ergo Baby'de karar kıldım ve hala da kullanıyorum gerektikçe. Meduca diye bir slingi de öneriyorlar. Bir yazımda ayrıntılı anlatmıştım, yazının yorumlar kısmı da oldukça zengin:
      http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2011/03/hangi-slingi-kullanmalym.htm

      Sil
  2. Shantaram
    Sen yazdıkça geri dönüp neyi nasıl yapmışım diye düşünüp,özeleştiri yapma fırsatı buldum..Çok iyi oldu bu seri.Farkında olmadan yaptıklarımı değerlendirmek hoşuma gitti.
    Mesela bende evde daral geldiği için normalde sadece bayramlarda gittiğim akrabalarıma ayda 2 kere sabah kahvaltılarına gider oldum.Onların bebeğimle ilgilenmeleri bana çok iyi geliyordu ama farkında olmadan bebeğimede iyilik yapıyormuşum:)
    Sonra doğumlarımızı aynı pilates hocası,doğum eğitmeni,ve aynı doktorda yaptığımız 3 arkadaşımla irtibatı koparmayıp sık sık bebekleri doğduklarından itibaren bir araya getiriyoruz.Hepimizde çoçuklukta başlayan ve gençlik yıllarına taşınan arkadaşlıkların hayaliyle bunu yapıyoruz.Bide bize olanları konuşmakta acayip iyi geliyor. Bize şu oldu ,siz de durumlar nedir gibi...
    En büyük zaaflarımdan biri insanların bebeğime olan teması.Tanıdığım insanlardan sakınmamaya çalışsamda (bazen benim için zor olabiliyor parfüm kokan ,sigara kokan insanlar yüzünden)yoldan geçen ya da az tanığım insanlardan sakınıyorum:( hele ki teklifsiz yaklaşan ve mıncırıkçı haraketler sergileyenler olursa sinirli olabiliyorum.Sonra vicdan azabı çekiyorum bu sevgi sonuçta ,belki bu kişi yarın bir bebeği sevmek isterken benim tepkimi hatırlayıp vazgeçicek.Ben dünyadaki sevgi akışı bozmuş olucam falan gibi şeyler düşünüyorum.Yine de tanımadığım ve teklifsiz gelenlerin pek temas etmesini istemiyorum.(ben çoçukken öpülmeyi sevmezdim onunla ilgili olabilir)
    :) İç döküş gibi oldu biraz ama sen herşeyini paylaşıyorsun sen arkadaşım oldun ben de anlatmak istedim.
    Not : Ben ismimi başa nasıl koyacağım ,metnin içine yazıyorum hep.Beceremedim diycem ama bilemedim daha doğru.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlat sen arkadaşım, sevinerek okuyorum ben :)

      Biz şehrin nispeten dışında kalan bir bölgede oturuyorduk. Gün içinde sadece çocuklu anneler ya da bakıcılar oluyordu sokakta. AVM, market gibi kapalı alanlara da gitmem. Bir de kızım doğuştan yabanidir biraz, öyle seviml bir bebek değildir, gülümsemez, vs. Tüm bu nedenlerle tanımadığım insanlar kızıma fazla sokulamadılar. Sigara kokan birinn bebeğime dokunmasından ben de hoşlanmazdım sanırım...

      Sil
  3. Canim gmail hesabin varsa o hesap uzerinden bu blogu takip edersen yazarken orda gmail adresinde kullandigin ismin cikiyor.(Bu arada nurtiden tanidigim icin sazanlik edip atladim belki yardimim olur diye:) )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Shantaram
      :) Teşekkür ederim,özlem.Zaten gmail hesabımla izleyici oldum ama hesabı isim soyisim şeklinde aldığım için o hesapla yorum bırakmaya çekiniyorum açıkcası.Face dışında nette isim kullanmayı kanıksayamadım.Saçma ama sanki herkes içmi görücekmiş gibi ,bi çıplaklık duygusu veriyo.Böylede utangacım işte:)) (Bu arada kimsin çok merak ettim:)))

      Sil
    2. hah tamam hatırladım özlem:)

      Sil
  4. O zaman soyle olabailir:gmailden shantaram diye bi adres alirsin buraya yazarkende profil seceniginde gmaili sectikten sonra bu adresini kullanirsin;)

    YanıtlaSil