- Sezaryen olduğumdan ilk 1 hafta kendimi toparlamayı bekledim. İkinci hafta kızımla dışarıdaydım. Bu arada kızımın Eylül doğumlu olduğunu ve geniş kaldırımlı, bol yeşillikli ve de parklı bahçeli bir sitede oturduğumuzu ekleyeyim hemen.
- Dışarıya çıkmak hem bana hem de kızıma iyi geliyordu ama sezaryenliydim ve bebeğimi uzun süre kucağımda taşımam mümkün değildi (Sezaryende karın kaslarını ya kesiyorlar ya da sağa sola çekiyorlar. Her halükarda kaslar aylarca kullanılamaz hale geliyor.). Puseti itmek de bir o kadar acı vericiydi; ayrıca yokuşlarda pusetin kontrolünü kaybediveriyordum. Bir süre yokuşları geri geri inmeye çalıştığım bile oldu :)
- Karın kası yokluğundan doğan bu zayıflık durumu zaman içinde kayboldu. Benim ısrarım mı etkili oldu, yoksa zaten zamanı mı gelmişti bilmiyorum ama 3 ay kadar sonra kendimi aşağı yukarı eskisi gibi hissediyordum.
- Bu arada kızımla her gün sokakta saatlerce gezdiğimizi eklemek istiyorum.
- Gelgelelim eşim akşam işten geç geliyor. Ben daha bebek bakımına alışamamışım. Bebek henüz dünyaya uyum sağlayamamış. Günde 7-8 defa kaka yapıyor. Çoğunda üstü başı da değişiyor. Akşam 5 ila 9 arası sürekli ağlıyor. Her akşam banyo yaptırıp, belli bir düzende uyutmaya çalışıyorum ki uyku düzeni otursun. Tüm bu nedenlerle ev gezmelerine gidemedim, gitmedim. Şimdi geriye dönüp baktığımda "Doğru yapmışım" diyorum. Kızımın çok düzgün bir günlük rutini ve çok rahat bir uyku düzeni var.
- Ev gezmelerine gitmiyordum ama hafta sonları eş, dost, akrabanın gazına geliyordum: "Hep evde oturmak olmaz, bebekle birlikte gezmeye, yeni hayatına alışman lazım". Hadiiii, tak bebeği koluna, bir bavul dolusu eşya da cabası, ayrıca zaten lohusasın beynin olması gereken yerde değil. Düş yollara bakalım... Bolu'ya kadar gittim. Dönüşte trafik tıkandı, kızım ağlar da ağlar. Hava soğuk, bebek terlemiş, sağa çekeyim de hava aldırayım da diyemiyorsun. Tövbe ettim... Şimdi geriye dönüp baktığımda "Ne gerek varmış" diyorum. Çok gereksiz, çok. İkinci doğumumda ilk 6 ay evde kalacağım. Nasıl olsa bebek ek gıdalara geçince, kendi kendine oturmaya başlayınca işler daha kolaylaşacak. Ne gerek varmış da o kadar strese girmişim. Ama tabii şunu da ekleyeyim, bebeği ile birlikte otobüs minibüs demeden fıldır fıldır gezen arkadaşlarım da oldu. Bebekleri konulduğu yerde uyumayı ve sosyalleşmeyi öğrendiler. Ama benim tercihim değil yine de. Zira uyku ve yemek düzenleri oturmadı. Ben bu düzeni daha çok önemsiyorum. Bir sene dayanırım bebeğin uyku saatlerinde evde olma zorunluluğuna, yeter ki gecelerim rahat geçsin :)
- Kızım 4. aydan itibaren geceleri kesintisiz uyumaya başladı. Biz de eşimle ilk sene toplam 5 defa kızımı uyutup, annemi başına nöbetçi dikip eğlenmeye gittik. Sahile inip kahvemizi içtik, sinemaya gittik, arkadaşlarımızla yemek yedik ve baş başa evlilik yıl dönümümüzü kutladık. Eh, hemen hemen her ay 1 gece çıkmışım evden, kızım 6 aylık olduktan sonra.
- Kızım 9 aylıkken (Mayıs ayının sonunda) ilk 5 yıldızlı otel tatilimizi yaptık. Çok rahat ve çok güzeldi. Tadı damağımızda kaldı (Hazır erken rezervasyonlar başlamışken, yazacağım geçen sene gittiğimiz otelle ilgili bir yazı).
- Ertesi ay, kızım 10 aylıkken bir uzun yol tatiline heves ettik. İstanbul'dan Behramkale'ye, oradan da Bozcaada'ya geçip eve geri döndük (Bu tatille ilgili bir yazı da sırada). Bu sefer araba yolculuklarımız da çok rahat geçti. Ben kızımın rutinine, kızım da bizimle gezmeye alışmıştı. Artık aklı başına gelmeye başladığından, yeni yerler görmek onu heyecanlandırıyordu. Her tatilden sonra da ayrı bir gelişim atağı gösterdi. Emeklemek, ayağa kalıp sıralamak gibi...
- Derken kızım 12 aylık oldu. Birden bir gelişim atağı daha oldu. Çok farklı davranmaya başladı, sanki artık akıllı bir küçük adamdı. İşte o saatten sonra artık her yere kızımla rahatlıkla gidebiliyorum.
- Artık bizim yediklerimizden yiyor. Her gittiğimiz yerde parça et ya da balık yapan bir restoran bulunuyor, kızıma gönül rahatlığıyla yedirebiliyorum. Yemeği geç kalınca artık çılgın kıyamet ağlamıyor; ya emiyor ya da meyve veya kuru yemiş ile atıştırıp meraklı incelemelerine geri dönüyor. Günde bir sefer kakasını yapıyor, o da sabah kalkar kalkmaz. Dolayısıyla dışarıda tuvalet sorunu da yaşamıyoruz. Öğlen uykusunu gerekirse arabada alıyor, normal zamanlarda ise eve geri dönüp kızımı uyutup, o uyanınca tekrar dışarı çıkıyoruz.
Bebek doğar doğmaz kendinizi sokağa atın.
Ev ve AVM gezmelerine gerek yok, bebeği mikroplardan uzak tutun.
Bebek 6 aylık olunca yavaş yavaş daha rahat gezmeye başlayacaksınız.
6. aydan sonra yaz tatili ve uzun yol araba yolculuğu da mümkün hale geliyor.
1 yaşından sonra artık o sizin gezi arkadaşınız oluyor. İşte eğlenceli zamanlar başlıyorrrrrr!!!!
Son olarak belirtmek isterim ki ben çok gezen, hatta profilimden de anlaşılacağı üzere yiyip içip gezip okuyup yazarak yaşamak isteyen biriyim. Avrupa, Asya ve Uzak Doğu'da pek çok ülkede bulundum. Rusya'da bir sene yaşadım. Kızıma 5 aylık hamileyken, iki ay tek başıma İsviçre'de yaşadım. Yedi aylık hamileyken hemen hemen tüm İSviçre'yi ve hatta İtalya'yı gezdim, eşimle birlikte. Sonrasında eve döndüm ve ancak tam bir sene sonra Antalya'ya gidebildim, tatil için...
Son olarak belirtmek isterim ki ben çok gezen, hatta profilimden de anlaşılacağı üzere yiyip içip gezip okuyup yazarak yaşamak isteyen biriyim. Avrupa, Asya ve Uzak Doğu'da pek çok ülkede bulundum. Rusya'da bir sene yaşadım. Kızıma 5 aylık hamileyken, iki ay tek başıma İsviçre'de yaşadım. Yedi aylık hamileyken hemen hemen tüm İSviçre'yi ve hatta İtalya'yı gezdim, eşimle birlikte. Sonrasında eve döndüm ve ancak tam bir sene sonra Antalya'ya gidebildim, tatil için...
"Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" deyip de üzülmeyin. Evet, doğru hiçbir şey eskisi gibi olmayacak artık; daha da güzel olacak :)
Bakış açımız o kadar birbirine benziyor ki yazdıklarını gördükçe geçmiş dönüyorum. Ben de oğlumu 8 günlükten itibaren her akşam üzeri dışarı çıkarttım, nisan doğumluydu, oturduğumuz sitede şelale vardı ve akşam turlarımızı o suyun sesinin sakinleştiriciliği eşliğinde yapardık,6-8 kolik krizi tutardı, mutlaka 6 da evde olurdum ki bu süreci rahat atlatalım.1,5 sene hiç sektirmeden her akşam yıkadım,emzirdim ve uyuttum.Annem ve kayınvalidem dışında hiçbir eve oturmaya gitmedim ki rutin bozulmasın Rutini çok öenmserim, şimdi ikinci yolda aynı yolu izleyeceğim,huzurlu bir oplum olmasını bu rutine çok bağlıyorum.Sevgiler, biraz uzun oldu, ben bir post yazayım bu konuda en iyisi :)
YanıtlaSilhttp://biranneninpaylasimlari.wordpress.com/2011/01/14/cocuk-olduktan-sonra-ne-kadar-sure-evde-kapali-kalmam-gerekecek/
SilSlmlar;
SilBizimki 4 aylik olmadan 4 ulke gezdi. Tracynin rutinine gore kendimizi adapte edip, yavas seyahat ettik, uyku surelerine sadik kaldik. 3,5 saatlik programa gore ayarladik ve zaten bebek arabasinda uyumaya bayiliyor.
Tracynin rutinine oturduk en bastan beri ancak benim oglum su an uyuduktundan sonra 6 saat sonra acikiyor. Oyle ki kacta uyursa uyusun 5.5- 6.5 saat sonrasinda ac olarak uyaniyor. once homurdaniyor,bakti anlamaiyorum kizmaya basliyor ama kesintisiz uyumuyor! Oysa gun icinde beslenmesi uykusu hep 3.5 saat dilimine gore. su an 15 haftalik ve 7.2kg 64cm. Yani kilosunda boyunda.. Bir fikrinizi var mi neden?
Beslenme, uyku ve bebeğin psikoloji durumu birlikte tepkiler verdiklerinden, tek bir tepkiye göre cevap vermek zor aslında. Aklıma gelenleri sayayım tek tek:
Sil1. Her gün aynı saatte uyanıyor olsa alışkanlık uyanması diyeceğim. Ama farklı saatler diyorsunuz.
2. Tracy Hogg uyguladığınıza göre uyku öğününü zaten veriyorsunuzdur?
3. En son ihtimal emerek mi uyuyor? Çocukların sanırım hepsi ilk gece uykusuna geçer geçmez kesintisiz 4-5 saat uyuyorlar. Sonra uyanıp tekrar uykuya geri dönemeleri gerekiyor. Eğer ilk gece uykusuna kendi kendilerine dalmışlarsa, uyandıktan sonra da kendi kendilerine uykuya geri dönebiliyorlar. Ama eğer meme emerek, sallanarak vs uyumuşlarsa, aynı koşulları bekliyorlar.
Şimdilik aklıma sadece bu ihtimaller geldi...
ben günışığında 40 gün beklemiştim dışarı çıkmak için. eylül 21 doğumlu. Sonrasında o kış soğuk geçmesine rağmen her allahın günü çıkmıştık. Bu kızımda da herhalde bir ay falan çıkmayız. sonrasında gezmeyi planlıyorum bakalım benim her şeyi gözünde büyüten sevgili eşim ne tepki verecek sürekli gezenti olma taleplerime :) tatile gidebilecekmiyiz diye soruyordu geçen gün. hay allahım.
YanıtlaSilBu yazı ban ders olsun. Malum ben dışarı çıkamayanlardanım ama buna en büyük neden oturduğum semtin bebek arabasıyla dolaşmaya hiç müsait olmaması :(
YanıtlaSilYinede epey ümitlendim yazdıklarından :)
Sevgiler.
aslında anneye büyük bir merak geliyor doğumdan sonra(gereksiz bir merak)
YanıtlaSileskisi gibi gezebilecekmiyim,eski kiloma dönebilecekmiyim,kocamla eskisi gibi sevişebilecekmiyim,iyi anne olabilecekmiyim....v.s.
merak etmeyin yeni anneler,başınıza geldikçe anlayacaksınız:))
ben bir kış gününde doğurdugum için el mahkum 40 gün dizimi kırdım oturdum evde.ama sonra yavaş yavaş çıktık.o bize,biz ona uymayı öğrendik velhasıl.11. ayda baküye,ordan rusya,ordan başka yerlere gezdik durdurk.ama 1 yaşından önce çok gezip düzeni bozmamayı tercih edenlerdenim bende.o günler geri gelmez çünkü..
kızım doğduğunda Ocak ayıydı, zorunlu doktor kontrolleri haricinde 4 ay pek bir yere gitmedik..zaten ev gezmesi pek adetim değildir...ben misafir kabul ettim bol bol...doğum tebriki olayı işte...
YanıtlaSiloğlum doğduğunda ise evde çok az bulunabildim çünkü 21 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdi oğlum...sonrasında ise ne eve misafir kabul ettim ne ben çıktım dışarı..mikrop kaparsa korkusundan kafayı yediğim bir manyaklık haliydi..ama 6. aydan sonra açıldım...gezmelere başladık yine
Bizimki agustosta dogdu, kolik oldugu icin disariya adim atmak istemedim cunku gece gunduz agliyordu. 20 gunlukken 9 saatlik yola ciktik, superdi. Yol boyunca uyudu. 3 saatte bir emzirdim. Bizimki arabaya cok duskun. Simdi 4 aylik ve cok rahat alip cikabiliyorum. Uyku duzeni cok guzel. Her yerde uyuyabiliyor. Sesli ortamlar tercihimizdir. Sadece canadanin kuzeyinde oldugumuz icin evden cikamiyoruz disarisi -27,lerde su aralar. Eve tikildik kaldik. Birde ben cihani daha dogdugundan beri sesli ortamda uyutmaya alistirdim, cunku sessiz ortamlara alisan bebekler cok zor uyuyorlar. Cok iyi yaptim bence, simdi heryerde uyuyabiliyor.
YanıtlaSilBirşey sorabilir miyim? Niçin sezeryanla doğum tercihi?.. Annelrrimiz bizleri doğal doğumla dünyaya getirdiler. Sıkıntı çektiler belki ama tabiatın onlara bahşettiği güçle üstesinden geldiler bunun. Demet Şener doğal yöntemle bebeğini dünyaya getirdi. Yine aynı yöntemle bebek sahibi olacak. Toplum önünde, belki kendisini daha fazla fizik açıdan sakınması gerekirken o doğallığı seçiyor. Nedendir? Daha fazla anne içgüdüsüyle var olmak arzusu mu etkendir bunda? Belki..
YanıtlaSilSezaryen benim tercihim değildi. 42. haftada suni sancı işe yaramayınca sezaryena alındım. Ki risk alıp da bir hafta daha beklemediğim için çok da pişmanlık çektim. Aslında göbek kaslarının kesildiği bir ameliyat kadın vücudunu daha çok yıpratıyor. Bu nedenle vücut güzelliği bozulmasın isteyen kadınlar normal doğum şansını daha çok zorluyorlar. Dolayısıyla mankenlerin bu tercihini doğallık taleplerine bağlamıyorum ben şahsen. Ve yine ayrıca kızımı normal doğum ile doğursaydım daha fazla anne içgüdüsü ile var olacağımı sanmıyorum. Ama yine de normal doğum duygusunu yaşayabilmek için ikinci bebeğimde şansımı tekrar normal doğumdan yana deneyeceğim. Yine de normal doğum yaptığımda ikinci bebeğime karşı birinciden daha farklı hisler besleyeceğimi sanmıyorum.
Silbende normal dogum yaptim. icinden bir seyin aktigini hissetmek tarifsiz bir duyguydu. Bana kalirsa turk doktorlari bu isi ticarete dokmus, en ufak seyde sezeryan diyorlar.
YanıtlaSilne güzel yazmışsın.birkaç cümle de ben edeyim şekerim:)
YanıtlaSiloğlum kasım sonu doğumlu.yaşım 25ti,oturduğumuz yer ilçeydi vs. bir sürü neden sıralayabilirim dışarıya pek çıkamadığımıza dair.ama hatırlıyorum o 8-9 aylık olduğunda havalar da yaza denk gelince bol bol gezmiştik hem de şehirlerarası.
kızım mayıs sonunda doğunca durum daha farklı oldu.bursadayız yaş olmuş 34 ohhh.18 günlükken avm de gezdim arkadaşları da ziyaret ettim.hatta daha güzeli 49 günlükken minik kuşumla,halalarını,amcalarını,babaanneyi ,dedeyi görmek için önce ankaraya ardından sivasa ardından konyaya ardından eskişehire ardından annemlerin yaşadığı yer olan erdek'e bile gittik:)bebişim bu turun sonunda 75 günlükken eve dönmüştük.süperdi.herkesleri imrendirdim.lohusalık sıkıntılarımıysa darmaduman ettim bu gezenti sayesinde.şimdi kış.istesek de haftada bir ancak çarşı pazar geziyoruz.yazı bekliyorum hararetle.tavsiye ederim vatana millete:)
En büyüğü 5 yaşında 3 çocukla bende herşeyin en azından eskisi gibi olabileceğini düşünebilmelimiyim acaba?
YanıtlaSilNe dersiniz?
Keyifli günler...
çok etkilendim! gerçekten...
YanıtlaSilbu yazdıkların gercekdende cok etkileyci.keşke her anne senin gibi cesaretli başarılı olabilseydi cnm... :)
YanıtlaSilAslında söylemek istediğimin özeti şu: Eğer kendinizi 1 yıl sıkıp da bebekte uyku ve yemek düzenini oturtursanız, sonrasında "cesaret"e ihtiyacınız kalmıyor. Zaten çok uyumlu ve işbirliğine açık bir bebeğiniz oluyor :)
Sil