Son tatilimizi Yalova, Termal bölgesine yaptık. Daha önce bir de Bursa'da termal deneyimim olmuştu. Bursa'daki termal suyun sıcaklığı 50 dereceyi buluyordu. Yalova'daki ise en fazla 30 dereceydi sanırım. Hiç rahatsızlık vermediği için sormak aklıma gelmedi. Ama havuza dalıp gözlerimi açabiliyordum. Bu nedenle kızımı sokmakta da bir sakınca görmedim. Zaten kaldığımız otelde, yukarıda gördüğünüz büyüklere ait havuzun yanına iki adet de küçükler için yapılmış 50 cm derinliğinde havuz vardı. Bu havuzların derinliği az ve üstleri de açık olduğundan su ısısı da daha düşüktü. Kızım bu havuzların içinde kendi yaşıtlarıyla gönlünce eğlendi. Elbette biz de onunla beraber havuza girdik. Zira henüz bir havuzda yalnız bırakılabilecek kıvamda değil kendisi...
17 aylık bir bebek ile nasıl uzun mesafe gezisi yapılır diye gezimizi de kısaca anlatayım:
Sabah uyandık. Kızımı emzirdim ve yola çıktık. Eskihisar - Topçular feribotuna bindik. Kızım feribotu turlarken, biz de peşinde turladık durduk. Feribotta kızımın dişine uygun pekçok arkadaş vardı:
Kızım ilk defa martıları bu kadar yakından gördü:
Yalova'dan Ege'ye doğru giderken sağ tarafta kalan Sepetçioğlu'nda kahvaltımızı yaptık. Artık bizim için bu bir klasiktir, oraya uğramadan edemeyiz. Kahvaltısı müthiştir:
Bu sefer kızım da kendi kendine kahvaltı edebiliyordu. Ayrıca oyun alanında da vakit geçirebildi:
Daha sonra kızım kısa bir öğlen uykusu uyurken biz de otelimize vardık:Yalova'nın Termal bölgesindeki Termalium Otel.
Otelde çoğunlukla aileler ve yaşlı çiftler vardı. Otele sadece termal havuza girmek için gelindiğinden, o soğuk havada bile otelin içi çok çok sıcaktı. İnsanlar havuzdan çıktıktan sonra otel tarafından verilen bornozlarla asansörlere binip odalarına çıkıyorlardı.
Otelde çoğunlukla çocuklu aileler kaldığından, giriş katına çok hoş ve temiz bir oyun odası yapmışlar. Hatta kızım gece uyuyamayınca odanın açık olduğunu fark edip sabahın üçünde de bu odada oynamışlığımız vardır. O saatte bile bize sıcak davranan, kızım için yemek saati dışında elma rendeleyip bize servis eden vs vs otel elemanlarına da tekrar teşekkür ediyorum. Odanın tek sorunu tüm oyuncakların plastik olması sebebi ile fazla elektiriklenme yaratmasıydı. Ama kızım çok eğlendi orada, hatta neredeyse hiç çıkmak istemedi odadan.
Otelin yakınında (yürüme mesafesi olarak 30 dakika kadar sürebilir, Yalova il merkezine 12 km uzaklıkta) ünlü Yalova Termal Kaplıcaları ve içerisinde de Atatürk Köşkü var (Gittiğimiz tarihte tadilatta olduğundan resimlerini koyamıyorum). Termalin merkezi olan bu bölgeyi gezmeden olmaz diye, ağaçların arasında uzun bir yürüyüş yaptık. Karnı acıkan kızım için bölgenin ortasında bulunan küçük bir restoranda çorba ısmarladık:
Bu derenin kenarına minik bir buhar deliği yapmışlar. Gelen insanlar termalin şifasından yararlanmak için kafalarını bu deliğin içerisine uzatıp yüzlerine buhar banyosu yaptırıyorlardı. O soğuk havada bile buhar banyosu yapmış, kıpkırmızı yüzlü insanlar vardı etrafta :)
Konuyla ilgisi yok tabii ama Yalova'ya kadar gitmişken Bursa'ya uğrayıp Uludağ'a da çıkalım dedik. O tarihte henüz İstanbul'a kar yağmamıştı ve ben Mart ayında kar yağacağını da düşünmediğimden "Kızım bu sene karı göremeyecek" diye üzülüyordum. Çocukla birlikte tırmanmak zor olur düşüncesiyle arabamızı Çekirge'de bırakıp taksi ile yukarı çıktık, oysa yollar tertemizdi. Bir dahaki gidişimizde kendi arabamızla gelelim muhakkak diye düşündük. Tepedeyse kızımın mutluluğu görülmeye değerdi:
Veee kızım ilk defa sahlep içerek kendinden geçti; o kadar sevdi ki sahlebin tadını köpük bardağın kenarını ısırıp yemeye kalktı:
Dönüşte iskender yemeden olmazdı tabii... Yol üzerindeki bir dinlenme tesisinde Kebapçı İskender var. Bursa merkeze girmeden, oraya uğrayıverdik.
Resimde görüldüğü gibi kızım yarım porsiyon iskenderini yerken, yanında da ayranını içiyor :)
Restoranın tuvaleti çok temizdi. Hatta tuvalette kadınlar için özel olarak ayakta işemek üzere geliştirilmiş bir aletin satın alma kutusu vardı. Hijyene düşkün olanlar için denemesi ilginç olabilir...
Kızım bu kadar şımarmışken dönüşte, feribotta kendisine bir de oyuncak aldırdı. Gerçi büfeci amca kızımın aklını çeldi (çok sinirlendim). Ama oyuncak fikir olarak çok hoşuma gitti. Alttaki resimde de görülebileceği gibi oyuncak, arkasına ayısını almış motosikletiyle giden bir kız figürü. Sık rastlanan bir oyuncak figürü değil tabii... Motosikletli kıza gönlüm kaydı, ben de alıverdim :) Ayrıca parası helal olsun, kızımı feribotta da evde de bayağı oyaladı. Ama ne zaman ki kızım oyuncağın kafasının oldukça yumuşak ve ısırmaya müsait olduğunu keşfetti, muhtemelen Çin malı olan oyuncak bende korku yarattı ve çöpü boyladı. Ama kaliteli bir motorsikletli kız figürü bulursam, muhakkak alacağım kızıma :)
İşte böylece bir tatilin daha sona geldik. Neler öğrendik:
- 17 aylık bebek termal havuza girebilir, orada arkadaş edinebilir ve çok eğlenebilir.
- Evde ağlayarak ikna edemediği anne babasının otelde ağlamaması için her şeyi yapmaya razı geldikleri bebek tarafından fark edilirse, gerekirse sabahın üçünde kalkılıp oyun oynamak zorunda kalınabilir.
- Karda kayıp, sahlep içmenin keyfine varılabilir.
- Termal havuzlu otellerin yazın da keyifli olabileceği fark edilip, yazın da gelme planları yapılır.
Çok güzel bir tatil geçirmişsiniz Allah içinize sindirsin.
YanıtlaSilMinik prensese de 41 kere maşallah:)
ne güzel bir tatil ahh sıcak suyla yıkanmayı seven ben burada hiç cıkmazdım herhalde:)
YanıtlaSilkızın için daha güzel gemiş anlaşılan nasılsa her dediği yapılmış:)
yaz tatillerine alışkınızdakışın otele gitmeyi hiç düşünmedik yada kendimize böyle bir sefayı çok gördük.bende abanta sonbahar aylarında gitmeyi ve kafa dinlemeyi çok istiyorum tabi bunun için bebeğimin biraz büyümesi lazım yoksa kafa dinlemek hayal olur..
YanıtlaSilHey
YanıtlaSil1 ay önce biz de Yalova thermal deydik. hatta yazısını haftabaşında bloğa yazıp sonradan kaldırdım Can'ın havuzdaki görüntülerinden dolayı:)Yalova-Topcular'ı kullandık biz de gidip gelirken. İstanbul'da karların yağıp da cuma günü bir anda müthiş güzel havanın başladığı hafta gittik. Can'ın müthiş keyif aldığı, anne yine gidelim Yalova'daki otele dediği bir tatildi. Yazıyı fotoğrafları flulaştırarak yeniden yayınlayayım en iyisi:)
Açık havuzun keyfi bambaşkaydı. Tadı damağımın her yanına bulaştı da kaldı...
Ben de hamile oluşumdan dolayı çok uyarı aldım çevreden, ama bir problem olmadı çok şükür...
seneye tekrarlarını yapabilmek dileğiyle...
bir abi, eşinive motorsikletini alıp avrupada 20 günlük tatile çıkış, adım adım heryerde foto çekip, nerde kalıdığı, ne yediği, kaça yediğine dair herşeyi yazmıştı. hayran kalmıştım, imrenmiştim. bu sayfadaki yazıda netdeyse onun kadar güzel ve faydalıydı.
YanıtlaSilAslında ben de bayılırım bol ayrıntı vermeye ama yazı uzar, sıkıcı olur diye çekiniyorum :) Faydalı bulmanıza savindim.
Sil