Kurşunlu Şelalesi, Düden ve Manavgat'la birlikte Antalya'nın en güzel şelalerinden biri. Çağlayanın bulunduğu bölge aynı zamanda bir tabiat parkı.
Şelalenin giriş kapısının hemen karşısında bir otopark, kapının hemen önünde de içme suyu mevcut. Buraya giriş de ücretli (2,5 TL) ve müze kart kabul edilmiyor.
Piknik alanı içerisinde ayrıca küçük bir balık restoranı, gözleme yiyebileceğiniz bir yörük çadırı ve tuvalet de var. İşte tüm alanın krokisi:
Çağlayandan akan sular küçük şelalecikler yaparak 7 adet minik gölet oluşturarak bir kanyonun içerisinde 2 kilometre boyunca ilerliyor. Ana şelale ise 18 metre yükseklikten dökülüyor.
Şelalenin oluşturduğu gölün içerisinde balıklar, yengeçler ve su kaplumbağaları var. Kızımın ilgisini ziyadesiyle çektiklerini söylememe gerek yok sanırım :)
Tabiat parkının içerisinde çok çeşitli kuş türleri varmış. Ama bizim elbette gözlem yapmaya zamanımız yoktu. Sadece seslerini dinlemekle yetindik:
Kanyon içerisindeki yürüyüş parkurunda yürüyüp, bitki tünelinden ilerledik. Bu sırada kızım ErgoBaby'sinin içerisinde, babasının sırtındaydı. Keyfi de gayet yerindeydi:
Parkurun engebeli bir arazi üzerinde dolduğunu, çok sayıda iniş çıkışı gerektirdiğini ve zaman zaman da merdiven tırmanmanız gerekeceğini de ekleyeyim. Dolayısıyla yanınızda slinginiz yoksa, engebeli arazide tek başına yürüyemeyecek olan küçük çocuğunuzla gitmenizi tavsiye etmiyorum.
Hiçbir gezi yazısı yemeksiz sonlanmaz :) Şelalenin çıkışından bir iki dakika sonra Topallı Köyü evlerinden birinde gözleme ikram ediliyor. Taze taze yapılan gözleme de, yanında gelen ayran da, ikram ettikleri domates ve minik acı biberler de enfesti. Tatmadan dönmeyin derim...
Şelalenin giriş kapısının hemen karşısında bir otopark, kapının hemen önünde de içme suyu mevcut. Buraya giriş de ücretli (2,5 TL) ve müze kart kabul edilmiyor.
Şelalenin etrafındaki piknik alanında Tabiat Parkı içerisine uzanan gezinti yolları ve bir de çocuk parkı mevcut. Şelaleden akan suyun oluşturduğu derenin kenarında ilerleyen bir gezi yolu, bitki tüneli ve şelalenin hemen kenarında 200 yıllık bir değirmen var.
Çağlayandan akan sular küçük şelalecikler yaparak 7 adet minik gölet oluşturarak bir kanyonun içerisinde 2 kilometre boyunca ilerliyor. Ana şelale ise 18 metre yükseklikten dökülüyor.
Şelalenin oluşturduğu gölün içerisinde balıklar, yengeçler ve su kaplumbağaları var. Kızımın ilgisini ziyadesiyle çektiklerini söylememe gerek yok sanırım :)
Tabiat parkının içerisinde çok çeşitli kuş türleri varmış. Ama bizim elbette gözlem yapmaya zamanımız yoktu. Sadece seslerini dinlemekle yetindik:
Kanyon içerisindeki yürüyüş parkurunda yürüyüp, bitki tünelinden ilerledik. Bu sırada kızım ErgoBaby'sinin içerisinde, babasının sırtındaydı. Keyfi de gayet yerindeydi:
Kontes Hanım ve babası kara kara merdivenleri nasıl çıkacaklarını düşünüyorlar :) |
Çektiğim fotoğraflara baktım, çağlayanın olağanüstü doğasını ve güzelliğini ifade etmekten uzaktı. Ben de doğa fotoğrafı eklemedim. Ama yolunuz düşerse, bu güzelliği muhakkak görmenizi tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder