Dün baştan aşağı kinayeli yazılmış bir yazıdaki kinaye vurgusunu veremeden, başarısız bir çeviri örneği verdim. Ama yılmadım, bugün de çeviri yapıyorum :)
Leo Babauta minimalist yaşam konusunda alanında çok ünlü bir blog yazarıdır. Anne babası ve eşi öğretmendir. Eşi işinden istifa etmiş ve şu anda 4 çocuklarına okulsuz eğitim vermektedirler. Benim de blogundaki yazıları severek takip ettiğim ve fikirlerini çok beğendiğim biridir. Aşağıdaki yazıyı da 10 Nisan 2012 tarihinde yayımlamıştı (çeviri hatalarım affola):
Bir ebeveyn olarak bana en çok sorulan soru okulsuz eğitim ile igili ve zaten bir ebeveyn olarak, diğer ebeveynlere okulsuz eğitimden daha fazla önerdiğim hiçbir şey de yok.
Okulsuz eğitim, diğer eğitim metotları ile karşılaştırıldığında çok daha fazla özgürlük sunan bir eğitim felsefesidir. Okulsuz eğitim çocukları, bildiğim her şeyden daha fazla, belirsiz ve hızla değişen bir gelecek için hazırlar. Eşim ve ben birkaç yıldır 4 çocuğumuzu da okulsuz eğitim sistemi ile yetiştiriyoruz.
Okulsuz eğitime gönülden inanmama rağmen bu konuda daha önce hiç yazmadım, çünkü bu konu ile ilgili tüm cevapları kesinlikle bilemiyorum. Hiç kimse de bilemez zaten.
Okulsuz eğitimin güzel tarafı zaten bu cevapları arama sürecidir. Eğer tüm cevapları bilen birisi olsaydı, bu arama süreci de olmazdı. Okulsuz eğitimi tercih eden ebeveyn ve çocuklara söyleyebileceğim tek şey, cevap arama sürecinin eğlencenin kendisi olduğudur.
Ama yine de kendimi zorlayarak bazı sorulara cevap vermeye çalışacağım: Okulsuz eğitim nedir? Neden okulsuz eğitim vermelisiniz? Bu konuda neler okumalısınız? Bugün bu konulardan konuşacağız.
Okulsuz eğitim nedir?
Öncelikle, ev okulunun bir çeşididir. Ama kurumsal eğitim ile karşılaştırma dışında bu soruya verilebilecek uygun bir cevap yoktur. Okulsuz eğitim vermenin sadece tek bir tür yolu yoktur ve okulsuz eğitim veren insanların çoğu bunu değişik nedenlerle ve değişik metotlarla yaparlar.
Yine de işte benim okulsuz eğitim tanımım (kurumsal okullarla karşılaştırmalı olarak):
- Okullarda belirli konularda dersler varken, okulsuz eğitimde yoktur.
- Okullarda öğretmenler ve okul yönetimi tarafından belirlenen hedefler varken, okulsuz eğitimde çocuk kendi hedefini kendisi belirler.
- Okullarda bilgi öğretmenden öğrenciye doğru verilirken, okulsuz eğitimde öğrenci kendisi öğrenmektedir.
- Okullarda öğretim bir takım kitaplar ve materyallerle yapılırken, okulsuz eğitimde her türlü yolla öğrenmek mümkündür: araştırmaları sonucu buldukları kitaplar, internetteki bilgiler, kardeşler veya anne-baba, açık hava gezileri, müzeler, öğrenmek istedikleri konuda uzman olan kişiler ve diğer tüm kaynaklar.
- Okul yapılandırılmıştır ama okulsuz eğitim caz müziği gibidir. Doğaçlama olarak gelişir ve öğrenci değiştikçe, o da değişir.
- Okulda öğrenciler yönergeleri izlemeyi öğrenirler, okulsuz eğitim öğrencileri ise kendileri için düşünmeyi ve kendi kararlarını vermeyi öğrenirler.
- Okullarda öğrenciler, yöneticilerin belirlediği tempoda öğrenmek zorundadırlar; okulsuz eğitimde ise öğrenci kendi hızında öğrenebilir.
- Okulda öğrenme belirli zamanlarda ve sınıfta gerçekleşirken okulsuz eğitimde öğrenme her an gerçekleşir ve öğrenme fiili ile günlük yaşam arasında bir bölünmüşlük yoktur. (çevirenin notu: Yani "Sabah 9, öğleden sonra 3 arasında öğrenilir ve sadece sınıf içinde, sırada oturularak öğrenilir" denmez. Gece yarısı mide bulantısı ile uyanan çocuk midesinin yerini ya da annesine çamaşır asmakta yardım eden bir çocuk "nemli" kelimesinin anlamını öğrenebilir.)
Burada hemen bir konuyu vurgulamak istiyorum: Okulsuz eğitimde, hayatın kendisi okuldur. "Okula gitmek" diye bir kavram yoktur... Her an bir şeyler öğrenilir.
Okulsuz eğitimde öğrenciler, sizin benim gibi, yetişkinlerin öğrendikleri şekilde öğrenirler: ilgileri olan şeye yönelirler, kendi kendilerine nasıl öğrenebileceklerini bulurlar, kendileri değiştikçe bulacakları metot da değişir, bulabildikleri tüm kaynakları ve öğrenme materyallerini kullanırlar, merak hissi ile harekete geçerler ve merak ettikleri hususa ilişkin uygulamalar yaparlar. Yani bir kişinin onlara bu hususun önemli olduğunu söylemesi gerekmez.
Bu öğrenme şekli serbest çalışan bir yazar, bir girişimci ve bir ebeveyn olarak benim de öğrenme şeklimdir. Ve çocuklarımız yetişkin olduklarında, onlar da böyle öğrenecekler. Neden onların şu anda da böyle öğrenmelerine izin vermeyelim?
Neden Okulsuz Eğitim?
Haydi okulun ne işe yaradığını düşünelim: Çocukları gelecekteki mesleklerine (ve hayata) hazırlar, ki bu gelecek bir 10 yıl veya daha da fazla uzaktadır. Şimdi bir on yıl ve hatta daha da uzun bir süre sonraki geleceği düşünelim: kaçımız 13 sene sonra hayatın bugünkü gibi olacağını düşündü? Dünya üzerindeki ekonomik durgunluğu, değişen iş piyasasını (çevirenin notu: benim zamanımda arkadaşlarımın çoğu işletme ve iktisat okudu ve şu anda okudukları bölüm ile ilgisiz işler yapıyorlar. Hakeza uluslararası ilişkiler okuyup, kendisine uygun iş bulamayan çok insan tanıdım. Yakın gelecekte artan hukuk fakülteleri nedeni ile avukatlığın da cazip bir meslek olmaktan çıkacağını düşünüyorum.), ya da akıllı telefonlar, iPad, elektronik kitap okuyucuları gibi teknolojik aygıtların bu kadar yaygın kullanılacağını öngörebilir miydik? Ve bu sadece bir başlangıç.
Çocuklarımızın geleceğinin nasıl olacağını tahmin bile edemiyorken, onların geleceğe hazırlanmak için neler öğrenmeleri gerektiğini bugünden nasıl bilebiliriz? Aslında biz onları yarının mesleklerine değil, bugünün mesleklerine hazırlıyoruz. Okul çocuklara, gelecekte hiç de ihtiyaç duymayacakları bir takım bilgiler ve beceriler öğretir.
Okulsuz eğitim ise farklı bir yaklaşım getiriyor: çocuklar kendi kendilerine öğrenmeyi, kendilerine öğretmeyi öğrenebilirler. Eğer kendine kendine öğrenmeyi ve kendine öğretmeyi bilebiliyorsan, işte o zaman geleceğe hazırlıklısın demektir. Eğer gelecekte bildiğimiz şeyler geçersizleşirse, kendine kendine öğrenmeyi öğrenmiş olan kişi, gelecekte kullanımda olan her ne ise onu öğrenmeye hazır olacaktır. Sadece bir öğretmenden öğrenmeye alışmış kişi ise kendisine öğretmesi için bir öğretmen arayacaktır (çevirenin notu: Türkiye'nin her yerinde pıtrak gibi açılan kurslara hiç anlam veremezdim. Bu cümleyi okuduktan sonra kafamda bir ampul yandı.).
Okulsuz eğitimi tercih etmek için diğer nedenler:
- Okulsuz eğitim, girişimcilerin öğrenme yöntemidir. Okullarda çocuklar talimatları takip etmek üzere eğitilirler, tıpkı iyi çalışanlar (işçiler, memurlar vs) gibi. Girişimciler ise ne öğrenmeleri gerektiği konusunda sorumluluklarını yüklenirler ve kendi kararlarını kendileri verirler ve bilinmeyen sularda gezerler. Okulsuz eğitim çocukları robot olmak yerine girişimci olmaya hazırlar.
- Okulsuz eğitim çok daha doğaldır. Kitlesel okul sistemi çok modern bir buluştur (çevirenin notu: 190 yıllık bir geçmişi vardır. Yani Türkiye'de dedelerimizin dedesi, bizim bildiğimiz anlamda okullarda okumamışlardır.). Dolayısıyla modern okul sistemi, insanlık tarihindeki öğrenme yöntemi değildir, ki bunlar gibi insanlar da modern okul sisteminden çıkmamştır: Leonardo DaVinci, Leo Tolstoy, Amedeus Mozart, Albert Einstein ve Benjamin Franklin.
- Okulsuz eğitim daha özgürdür. Okul yapısı, kararların kendileri adına alınmasını seven insanlar için uygundur. Ama eğer siz kendi kararlarınızı kendiniz vermek istiyorsanız ve güncel ihtiyaçlarınızı karşılayacak şeylerle ilgileniyorsanız, daha fazla özgürlük talebiniz olacaktır.
- Bizler de çocuklar ile birlikte öğreniriz. Çocuklar okulda iken ebeveynler öğrenme sürecinin dışında kalırlar ve çocuklarının eğitiminin sorumluluğunu öğretmenlerin almasını isterler. Ama okulsuz eğitimde siz de çocuğunuzla birlikte öğrenirsiniz (çevirenin notu: Şahsen okulsuz eğitimde benim en zevk aldım bölüm burası :)). Öğrendiğim en önemli şey de öğrenmeyi öğrenmek. Her çocuk için, öğrenmenin en iyi yolunun ne olduğunu, insanların nasıl öğrendiğini birlikte öğreniyoruz.
- Öğrenmek sınırsızdır, sonsuzdur. Okullarda öğrenme sınıflar ve ev ödevleri ile sınırlandırılmıştır. Sonrasında çocuklar öğrenmeyi durdurabileceklerini, oyun oynamaya gidebileceklerini ve gerçek hayata karışabileceklerini düşünürler. Sanki öğrenmek sıkıcıymış ve sanki bunu sadece zorunda oldukları için yapıyorlarmış gibi... Ama okulsuz eğitim öğrencileri, öğrenmenin gün boyu, her gün ve ne yaparsanız yapın gerçekleşebileceğini bilirler. Eğer bir okul kitabı okumuyorsanız, bu öğrenmemekte olduğunuz anlamına mı gelir? Oyun oynarken, bir kır yürüyüşü yaparken ya da yabancılarla konuşurken bir şeyler öğreniyor olamaz mısınız? Peki ya akşam yemeği pişirirken, bozuk bir musluğu tamir ederken ya da kumdan kale yaparken bir şeyler öğrenmeye ne dersiniz? Bilgi her yerdedir ve öğrenmek eğlencelidir! Bu da okulsuz eğitimin bize öğrettiği temel şeydir.
Okulsuz eğitimi tercih etmek için daha başka nedenler de vardır elbette ve herkes kendi nedenlerini bulacaktır. Bunlar sadece benim okulsuz eğitimi tercih nedenlerimden bazıları.
Okulsuz Eğitim Nasıl Verilir?
İşte bu da işin zor kısmı, çünkü bunu yapmak için tek ve doğru bir yol yok. Ve okulsuz eğitime başlamak isteyen ebeveynler her zaman ama her zaman, bunu nasıl yapacaklarını bilmek istiyorlar. Biz bunu yaptık ve dürüstçe söylemek gerekirse hala cevabı bulmaya çalışıyoruz.
Neden bu sorunun cevabı yok? Çünkü her çocuk farklıdır. Herkesin değişik ihtiyaçları, ilgi alanları, yetenekleri, hedefleri ve ortamı vardır. Eğer insanlar size hayatınızı yaşamanız, mesleğinizi yapmanız için sadece tek bir yolunuz olduğunu söyleselerdi? Bundan kesinlikle nefret ederdiniz, çünkü bu özgürlüğünüzü ve aynı zamanda işin bütün neşesini de elinizden alır.
Okulsuz eğitimin nasıl olacağını anlatmak, bu konudaki tüm özgürlüğünüzü ve bu işten alacağınız zevki yok etmek olur. Bu konudaki sorular, konunun bizatihi kendisidir ve bulduğunuz cevaplar da işin eğlenceli kısmıdır.
Ama yine de başlangıç için size fikir vermesi ve sizin konuya yaklaşımınızı şekillendirebilmeniz adına bizim okulsuz eğitimi nasıl verdiğimize ilişkin bazı fikirler vereceğim:
- Üniversite heveslisi. Bizim 16 yaşındaki oğlumuz üniversiteye gitmek istediğine karar verdi. Şu anda kendi kendine SAT sınavına hazırlanıyor (çevirenin notu: bizim üniversite giriş sınavlarımıza denk bir sınav). İnternet üzerinden ücretsiz üniversiteye hazırlık kursu alıyor ve seçtiği konular üzerinde üniversite tarzı "essay"ler yazmaya çalışıyor (çevirenin notu: Amerikan üniversitelerinde sınav yerine not vermek için kullanılan yazılı ödevlere "essay" deniyor.). Ayrıca programlama ve 3 boyutlu (3D) animasyon gibi ilgisini çeken konuları kendi kendisine öğreniyor ve gitar çalıyor.
- Origami ustası. 13 yaşındaki kızımız matematiği iyi olsun istiyor. Bu nedenle Khan Academy'den matematik kursu alıyor. Ayrıca origami yapıyor ve bilezik örüyor ve gençlik romanları ile çizgi romanlar okuyor ve piyano çalıyor, parka gidip basketbol oynuyor ve yemek pişirmeyi öğrenmeyi seviyor.
- Kurtlar ve sihirbazlar. 8 yaşındaki oğlumuz kurtlar hakkında okumayı seviyor ve sık sık bir kurtmuş gibi davranıyor. Ayrıca bazen bir sihirbaz veya kurt adam oluyor. Oyun oynamayı ve bizimle kitap okumayı ve hikayeler uydurmayı ve resim çizmeyi seviyor. Matematikte oldukça iyi ama biz onunla pek de fazla matematik çalışmıyoruz.
- Kaleler ve restoranlar. 6 yaşındaki kızımız kendisine kitap okunulmasını seviyor. Henüz kendisi okuyamıyor olsa da oyun yoluyla ve bizimle birlikte kitap okuyarak, okumayı öğreniyor. Matematikten hoşlanmıyor ama oyun oynarken matematik de yapıyoruz. Kaleler ve sanat eserleri yapıyor ve açık havada oynamayı ve bir restoran ya da mağaza sahibi gibi davranmayı seviyor.
- Soruların gücü. Çocuklar bir soru sorduğunda, bu bir şeyi öğrenmek için fırsat anlamına gelir (çevirenin notu: Benim de öğretmek için seçtiğim yöntem bu. Özellikle küçük yaş çocuklarının beyninin neye açık olduğunu kestirmek zor. Kızım soru sormadıkça hiçbir bilgi vermiyorum. Eğer soru sorarsa, çok seviniyorum. Çünkü o soru ile birlikte hem o konuda öğrenmeye beyninin hazır olduğunu anlıyorum hem de karşılık sorular ile o konuda, o güne kadar, ben fark etmeden neler öğrenmiş olduğunu anlıyorum. Mesela kızıma harfler konusunda hiçbir eğitim vermemiş olmama rağmen, bir gün şak diye 3 harfli kelimeleri okumaya başladı ve şimdi sürekli harfleri soruyor ve yan yana gelirlerse nasıl bir ses oluşturacaklarını anlamaya çalışıyor.). Çocukların sorusuna cevap bulmak için birlikte araştırma yapıyoruz ya da o konuda bir kitap bulmak için kütüphaneye gidiyoruz.
- Tanıdığınız insanlar inanılmaz birer bilgi kaynağıdır. Eğer çocuğunuz aşçı olmak istiyorsa kendisi aşçı olan veya bir restoran sahibi olan bir tanıdığınıza götürebilirsiniz. Eğer çocuğunuz bir iPhone oyunu yaratmak istiyorsa, onu programcı biri ile tanıştırabilirsiniz. Eğer çocuğunuz bilime meraklı ise onu deniz biyoloğu bir tanıdığınızla görüştürebilirsiniz vs vs. Çocuğunuzu, ihtiyacını karşılayacak insanlarla irtibata geçirin. (çevirenin notu: Ben fazladan kızımın el becerileri de olsun istiyorum. Bende yok maalesef. Bu nedenle dikiş, bahçecilik vs gibi alanlarda bu konuları bilenlerden, kızıma da öğretmeleri için ricada bulunuyorum.)
- Oyunlar en iyi arkadaşınızdır. Her tür oyunu oynayın. Oyun esnasında neyi öğrendiklerini kafanıza takmayın. Oyun oynarken eğlenecekler ve bu sırada hayatın ve dolayısıyla öğrenmenin de oyun olabileceğinin farkına varacaklar.
- Eğlenceli projeler. Sanat ve bilim projeleri üzerinde çalışmak çok eğlenceli olabilir.
- İlgi takibi: Eğer çocuk bir şeyle ya da konuyla ilgileniyorsa, çocuğa onunla nasıl oynanabileceğini veya nasıl o konuda daha fazla bilgi edinebileceğini göster.
- Okuldan arındırma (deschool). Eğer okulsuz eğitimde yeniyseniz ve çocuk bir süre okula gittiyse, bir süre için okuldan arındırma yapmak iyi olabilir. Yani bir süre için (birkaç ay veya hafta) eğitim ve öğretimi rafa kaldırın. Böylece çocuğun ve tabii sizin de kurumsal okul zihniyetinden uzaklaşmanız mümkün olabilir, ki aslında bu çok zor bir süreçtir, çünkü okul terimleri ile düşünmek üzere eğitilmişizdir. Üretici öğretmen ve öğrenciler olmamız gerektiğini ve okulun belirli bir şekilde olması gerektiğini ve eğer çocuklar bir etkinlikten bir şeyler öğrenmiyorlarsa, o etkinliğin değersiz olduğunu düşünürüz. Bu tür düşüncelerin hepsi saçmalıktır elbette. Bu zihniyetten çıkabilmek için kendinize ve çocuğunuza biraz zaman tanıyın.
- Onlara gösterin, içindekileri açığa çıkarın. Çocuklara çeşitli uyaranlar vermeyi öğrenin. Evin her tarafında kitaplar ve dergiler bulunsun, ilginç şeyler hakkında gösteriler izleyin, masa oyunları oynayın (çevirenin notu: domino, tavla, satranç, monopoly, scrabble, tombala, dama vs), sokağa çıkın ve şehrinizi tanıyın (çevirenin notu: değişik yerler görün), değişik insanlarla tanışın (çevirenin notu: ve onlarla sohbet edin), internette birlikte sörf yapın ve yeni şeyler keşfedin. Bu tür bir teşhir, çocukların yeni ilgi alanları keşfetmelerine yardımcı olur. İlk başta ilgilenmiyormuş gibi dursalar bile (çevirenin notu: kızım heyecanlarını belli edebilen bir çocuk değil. İlk kez yaptığımız her şeye tepkisiz kalıyor. Ancak ikinci defa isterse ya da kendisi geliştirerek bize geri satarsa, ancak o zaman ilgisini çektiğini anlayabiliyoruz.), bu tür teşhirler kendi kendilerine yeni şeyler keşfetmelerine olanak sağlar.
- Vakti geldiğinde öğrenin. En önemli şey, sizin için neyin işe yaradığını bulmanızdır. Değişik şeyler deneyin. Oynayın. Ellerinizle bir şeyler yapın. Dışarı çıkın ve bir şeyler yapın, insanlarla tanışın, yeni şeyler öğrenmenin keyfine varın. Eğlence, her zaman eğlence, eğlenceli olmadığı sürece asla ağır iş yok, hiçbir zaman zorlamayın, her zaman çocuğun size yaklaşmasını bekleyin.
- Sabırlı olun. "Sonuçları" hemen göremezsiniz (çevirenin notu: Kızımdaki sonuçları ancak 3 sene sonra görmeye başladım. Herkes Montessori aktiviteleri vs yaparken biz boş boş gezip dolaşıyorduk. Ama an itibariyle kızımın hiçbir alanda geride kalmayıp bilakis farklı ilgi alanlarında yaşıtlarından daha önde gittiğini görüyorum. Bu nedenle, okulsuz eğitimi önermeye de ancak şimdi cesaret edebiliyorum.). Çocuğunuz öğrenmenin eğlenceli olduğunu, her zaman ve çok çeşitli yollarla öğrenmenin mümkün olduğunu öğrendikçe, çocuğunuzda zamanla değişikler olacaktır. Ayrıca çocuğunuzun çalışmak ya da okumak istememesi gibi nedenlerle sinirlenebilirsiniz. Ama bunun yerine çocuğunuzun müzik yapmasına, taklit oyunları oynamasına, çizgi roman okumasına ya da dışarıda oynamasına izin verin.
- Güven duymak önemlidir. İlk başlarda bu biraz zor oluyor (biz hala öğreniyoruz), ama çocukların çok az bir yol göstericilik ile kendi kendilerine öğrenebileceklerine ve eğer bir şeyle ilgileniyorlarsa o konuyu öğreneceklerine inanmak önemlidir. Hepimiz çocukların kendi kendilerine öğrenemeyeceklerini düşünüyoruz, ama öğrenebiliyorlar (çevirenin notu: Hala kızımın benim öğretmediğim bir şeyi öğrendiğini gördüğümde çok şaşırıyor ve heyecanlanıyorum. Şaşırmam hala onun kendi kendine öğrenebildiğine tam da inanmamış olduğumu gösteriyor sanırım. Heyecanlanmam ise okulsuz eğitimin gerçekten de bizim için doğru yol olduğunu bir kez daha görmemden kaynaklanıyor.).
Siz yanlış bir fikre kapılmadan evvel şunu belirtmeliyim ki okulsuz eğitimin gerektirdiği çoğu şeyi eşim Eva yapıyor ve benden de daha iyi yapıyor (kendisi kabul etmese de Eva bu konuda gerçekten harika). Bu konuyla ilgili benden çok daha fazla kitap ve internet yazısı okudu ve okulsuz eğitimin gerektirdiği işlerin çoğunluğunu o yapıyor (elbette ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum). Aynı zamanda okulsuz eğitim konusunda bize ilham veren ve kendisi de tanıdığım en müthiş okulsuz eğitim veren annelerden olan kız kardeşim Kat'i de belirtmeliyim.
Konu İle İlgili Okuma Kaynakları
Bu kesin bir rehber değildir. Böylesi bir rehber yazabilmek için yeterli deneyimim ve bilgim yok. Ama başlangıç için yol gösterici olması için bazı kitaplar ve internet sayfası adresleri:
(çevirenin notu: Ben çocuğumu bu kadar çok ekran karşısında bırakmak istemem sanırım. İnsan ilişkilerinin de öğrenimde önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Bilge ve bilgisini verebilen insanlar benim hayatımda önemli yer tutuyor, kızımın da severek danışacağı öğretmenleri olsun isterim.)
Kaynak: http://zenhabits.net/unschool/
Hiç üşenmedin ve Türkçe'ye çevirdin ha? Eline sağlık, teşekkürler.
YanıtlaSil:) Biri beni tutsun, hızımı alamıyorum :)
SilYok yok kimse tutmasın vallahi. Hatta devamını bekliyoruz :)
SilKızım henüz okul çağında olmadığı için, ev okulu ve okulsuz eğitim ile ilgili yazmak istediklerim bu kadar sanırım. Şimdi kızımla yaptığımız okulsuz eğitim aktivitelerini yazmak istiyorum.
SilAma okulsuz eğitim veya ev okulu ile ilgili bir makale görürseniz de ilginizi çekerse ve bana da haber verirseniz, seve seve yayınlarım.
Cok güzel bir yazi-ceviri- olmus.. yeni yeni hayatima giriyor bu mesele.. kafamda ampuller yaktiniz.. tesekkurler..
YanıtlaSilÇok mutlu oldum. Bir elinin nesi var, iki elin sesi var demişler. Hepbirarada düşünürsek, ne çıkışlar buluruz daha...
Silyazıyı okuduktan sonra bazı sorular belirdi kafamda... öncelikle günün her anı öğrenmek kısmı.
YanıtlaSilhani denmişya midesi ağrıyarak uyanan çocuk vs.. okula giden çocukta uyandığında aynı şey değilmi? yani demek istediğim hem okula gidip hem bu eğitim sürüdürülemezmi? tabiki dediğiniz gibi bende ödeve karşı biri olarak ödev sürecini ortadan kaldırarak soruyorum.(benim kızım daha 10 aylık.araştırmaya şimdiden başlamıştım ve sizin yazınız bana bir nevi rehber oldu.montessori eğitiminide araştırdım ve bu furyayı yakından takip ediyorum.henüz uygulamamız olmadı hiçbir alanda yaş itibarı ile.sizinde montessori hakkında görüşlerinizi öğrenmek isterim:) )
ellerinize emeğinize sağlık
Okula giden çocukta zihniyet farkı oluyor. Bilgi okulda, sırada oturarak alınır diye kafasına yerleşiyor ve okuldan çıktığı anda şalterleri indriyor. Bir şekilde merakı ve kendi kendine çıkarım yapıp öğrenme becerisi köreliyor. Öğrenme merakını ve kendi kendine öğrenme becerisini ayakta tutabilmek çok büyük başarı olur.
SilMontessori yıllardır uygulanan ve başarısı kanıtlanmış bir yöntem. Ama bana göre değil. Bir kere ben tembelim. Öyle aktiviteler için ön hazırlık yapamam. Bir de bana gülünç gelen vir şeyi kızıma yaptırmak istemiyorum. Mesela maşa ile kaptan kaba aktarma çalışmaları var. Ben kızıma maşa ile salata koyduruyorum kendi kasesine ya da çay bardağına şeker attırıyorum. Ne bileyim çamaşır asarken mandalı ona tutturuyorum. Maşa ile köfteyi çevirtiyorum vs vs. Yani bana günlük hayatta olağan şekilde o işler yapması daha doğal geliyor. Evde yaptığımız deneyler dışında hemen hemen hiçbir aktivite yapmıyoruz biz kızımla. Normal hayatımızı yaşıyoruz ve Montessori ile eğitilen yaşıtlarından herhangi bir geri kalmışlığını görmedim henüz. Eğer vir fark sezersem hemen başlarım ativitelere :)
Çok önemli bir iş başarmışsınız. Ben de internette bu konuda araştırma yapıyor ve yazıları paylaşıyordum. Mümkünse giriş kısmıyla birlikte kaynak göstererek bu yazıyı da sitemizde paylaşmak isteriz. Hatta paylaştık. Ayrıca sitemize http://okulahayir.net de bekleriz. İnternette bu konuda güzel yazılara sık rastlamak pek mümkün olmuyor teşekkürler. İyi çeviriler:)
YanıtlaSilNe demek, çok memnun olurum. Ben bilginin belirli kişilerin elinde tutulmasına da karşıyım. Bilginin veya sanatının, paylaşılmadıktan sonra hiçbir değeri kalmıyor... Vöyle bir sitenin varlığından haberdar olduğum için de çok mutlu oldum ayrıca. Bu konuda yazılan Türkçe kaynakların hızla artacağını düşünüyorum, çünkü ciddi bir talep var, arzı doğuracaktır mutlaka.
Silİşte o arz gelene kadar kim bilir kaç nesil daha kapalı alanda sigara duman solumak zorunda kalacak.
SilDeğişim çoğunlukla hızlı olmuyor maalesef. Sindire sindire gitmek istiyor insanlar. Bu arada çocuğu olanlar da kendi çocuklarını kurtarmanın peşine düşüyorlar...
SilElinize sağlık ama benim merak ettiğim nokta; çocuğu okula göndermemeyi nasıl başaracağız? Zira ülkemizde bu bir zorunluluk ve aksi halinde hapis cezaları uygulanıyor. Bu konuda sizin ya da tanıdığınız birinin fikri var mı? Ben ve eşim bu fikre dünden razıyız ve bu konuda bir şeyler yapmak istiyoruz. Sürekli olarak tartıştığımız konu bunu nasıl yapabileceğimiz. Bunun için ülke dışına çıkmaktan başka bir yol bulamadık. Hatta bunu yaparken de; öyle her ülke olmuyor. Bazı ülkeler buna izin verirken, bazıları "Evde Eğitim" adı altında yine aynı dayatma bilgi ve becerilerle çocuğunuzu donatmaya çalışıyor. okulahayir.net'i gördüm ve incelemeye başladım. ancak bununla ilgili olarak bir sosyal farkındalık başlatılmasının yanı sıra (bunun az bir şey olduğunu söylemiyorum) "Başka Bir Okul Mümkün" projesi gibi bir birleşme ve sonucunda da hedefli bir başkaldırıya ihtiyacımız olacaktır. Hatta buna destek verecek olan birçok STK bile bulunabilecektir kanaatindeyim. Bu konudaki düşüncelerinizi de bilmek isterim.
YanıtlaSilBu tür sorular da çokça soruldu, bilebildiğim kadarıyla bu sorulara da yanıt vereceğim. Ama öncesinde bazı soruların yanıtları için YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurmam lazım. Cevapları alınca burada ayrıntılı yazacağım. Ama öncelikle bilmenizi isterim ki ülkemizde çocuğunu dini veya völgesel nedenlerle okula göndermeyen çok ciddi bir nüfus var ve ben şimdiye kadar giç hapis cezası ile karşılaşmadım. Sizin bu konua farklı bir bilginiz varsa, kaynağını paylaşırsanız çok makbule geçer. BBOM konusunda da yazacağım ama önce alternatif eğitimler iyi anlaşılmalı ki BBOM okullarının sadece bir başka özel okul olmadığı da anlaşılabilsin.
SilBu arada konu ile ilgili mevzuatı siz de okuyup anlayabilirsiniz, güzel bir öztürkçe ile yazılmış. Gerçi bazı noktalar çstü kapalı geçilip yönetmeliklere bırakılmış ama genel olarak sorularınıza cevap bulabilirsiniz:
http://mevzuat.meb.gov.tr/html/24.html
Okula göndermeme cezası devamsız gün başına 15 TL imiş. Yılda 3200TL civarı bir masrafı olacak. Bunu göze alıp çocuklarını ziyan etmek istemeyen aileler var.
YanıtlaSilAyrıca kızlarını okutmayıp eve kapatıp gelin eden zalim babalara uygulanan yaptırıma takılma riski var. Fakat kapalı alanda sigara içenlere uygulanan ceza sistemi gibi sözde bir cezaya da dönüşebilir. Bu bağlamda doğru düzgün bir okul (BBOM gibi) yapılanmasına acilen geçilmeli ya da başka bir yol bulunmalı. Fikri olan?
Kaynak: http://egitimedair.net/index.php/e%C4%9Fitime-dair/2194-cocugunu-okula-gondermeme-cezasi
Yıllarca okumuş, doktor olmuş (ya da olacak) sizin, benim gibi insanların okula karşı olması tezat gibi gözükse de; ben bunu bunca yıl okumamıza rağmen çok bir faydasını görememiş olmamıza bağlıyorum. Açıkçası şimdiye kadar gördüğüm onlarca dersten ilgimi çekmeyenleri, zorla ezberletilenleri hiç hatırlamıyorum. Umarım çocuklarımızı bu sistemden kurtarabiliriz.
YanıtlaSilNot: Kontesin fen ve ağırlıklı olarak biyoloji sorularını seve seve cevaplayabilirim :)
Bilakis okulun beni körelttiğini düşünüyorum. Daha özgür beyinli yetişebilseydim, daha çok yönlü olmak üzere eğitilseydim hem daha tatmin edici bir hayat sürebilirdim, hem de daha yaratıcı olabilirdim.
SilNot: İşte ev okulu grupları bu şekilde oluşuyor. Bu önerinizi kesinlikle aklıma tutacağım :)
Çok değerli bulduğum bu yazıyı çevirdiğin için tebrik ediyorum, ellerine sağlık.
YanıtlaSilBence okulsuz eğitim birçoğumuzun isteği ama nasıl olacağına dair sorularımız pek çok.
Ben en çok anne-baba çalışırken bunun nasıl olacağı kısmındayım.
Çalışmamak gibi bir lüksümüz yoksa nasıl olacak bu iş?
Bambinonun kreş yaşı geldiği halde hala evde olması sisteme sokmak istemememizle ilgili. Sisteme hiç girmeden nasıl yapabiliriz?
Soru çok, pek çok. Umarım cevapları birlikte bulabiliriz.
Ben kızımın ilk 3 senesinde yarı zamanlı çalıştım. Buna uygun bir işim vardı, şanslıydım. Sonrasında da ücretsiz izin alarak işe ara verdim. Ama halen yarı zamanlı çalışarak bu işin olabileceğini düşünüyorum.
SilBlogunu takip ettiğim Amerikalı bir anne de tam zamanlı çalışıyor ama ofisi evinin üst katında, çocuklarda sorun olduğunda onlara ulaşımı kolay. Çocuklara bir dadı ev okulu kapsamında eğitim veriyor. Ama anladığım kadarıyla babanın da part-time şeklinde bir işi var. Çünkü 3-4 gibi çocukları baba devralıyor.
Bir de yeni tarihli bir yazı var. Doktor bir anne, 4 çocuğuna 1 senedir ev okulu ile eğitim veriyormuş. Onlarda da baba, evden çalışmaya başlamış ve ev okulu konusunda sorumluluğu paylaşmışlar. Böyle devam etmeye de istekli gibiler anladığım kadarıyla ama günlük rutinlerini okuyunca ben çok yoruldum :) O annenin yerinde olsam, yapamazdım sanırım:
http://childrensmd.org/uncategorized/why-doctors-and-lawyers-homeschool-their-children-18-reasons-why-we-have-joined-americas-fastest-growing-educational-trend/
yazi da kaynaklar da super, ufkumu acan bir yazi oldu resmen. oncelikle tesekkur etmek istedim.
Silbenim de aklimda ayni soru var anne-baba calisiyorsa ve part-time calisma sansi yoksa bu nasil olur? bir de biz akrabalarimiza yakin oturmuyoruz cevremizde cok cocuklu aile yok zaten pek komsuluk da yok, 3 yasindaki kizim cocuk gorsun diye krese basladi birkac gun once ve alisamadihenuz. soru(n) cok BendenBizden'in dedigi gibi, umarim hep beraber asabiliriz.
Eğer tüm gün çalışıyorsanız çocuğunuzun eğitimini ve terbiyesini bir başkasına emanet etmek zorundasınız demektir. Okulsuz eğitimi tercih edecekseniz, bu durumda, sizin yerinize geçecek birine çocuğunuzu emanet edip, akşamları kontrol etmek veya haftalık eğitim planını belirlemekten başka çareniz yok gibi görünüyor.
SilOkuyup iyi eğitim alırsak, yüksek mevkilere gelip, çok para kazanıp vaktimizi dilediğimiz gibi kullanacağımız söylendi bize ama nedense o zamanı bir türkü bulamıyoruz...
Düşünceleriniz ve araştırmalarınız çok güzel çoğuna katılıyorum gerçekten ama birde çocuk tarafından düşünmek lazım sonuçta o şu anda seçim yapabilecek durumda değil sizin seçtiğiniz hayatı yaşamak zorunda kalacak kendi çocukluğumdan bi örnek vermek isterim; okula gitmeyi o kadar çok istiyordumki anaokulu yaşımda anaokuluna hiç yazılmamış evde annesiyle vakit geçiren bir çocuk olmama rağmen sabah pencereden servise binen çocukları izler çocuk hayalgücüyle "anne beni uyandırmadın senin yüzünden servisi kaçırdım" diye saatlerce ağlardım, düşününki 31 yaşındayım ve hala anaokuluna gidememek içimde bir uktedir.
YanıtlaSilTüm çocuklar anne babalarının seçimleri doğrultusunda bir hayatı yaşamak zorunda kalmıyorlar mı?
SilHepimiz çocuğumuz için doğru olan seçimi yapabilmeyi ümit ediyoruz. Ama bunun garantisi yok elbette...
elbetteki anne babamızın seçimleri doğrultusunda bi hayat yaşıyoruz ama okula göndermemek kararıyla en iyi okulu seçmek kararı arasında dağlar kadar fark var bence
Silyanlış anlamayın bunları yazarken sizi eleştirmek için değil farklı bi bakış açısı olarak yazdım umarım bu yolda iyi bir yol katedersiniz her zaman yazılarınızı zevkle okuyorum takip edicem
Okulsuz eğitim konusunda yazıp da eleştirilmeyeceğimi düşünmek safdillik olurdu zaten :) Hatta bu kadar çok olumlayıcı yorum beklemiyordum, şaşkınım biraz.
SilHer zaman eleştiriye açığım.
Eğer ülkemizde BBOm gibi demokrtik okulların sayısı fazla olsaydı, okul seçmek benim için de keyifli bir süreç olabilirdi belki. Ama şu anda içinde bulunduğum koşullarda "en iyi" okulu seçmek, "kırk katır mı, kırk satır mı" hissiyati oluşturuyor bende...
Evet, toplam 180 okul gününden 2.700 TL ve ayrıca yıllık 500 TL ceza ile toplamda 3.200 TL ediyor. Özel okul veya servis ücretleri ile mukayese bile edilemez elbette bu ceza. Zaten bugüne kadar ev okulu talebinin bu kadar yoğun olduğu bir dönem de olmamıştır sanırım. Muhtemelen bu para cezasını da dini veya bölgesel nedenlerle çocuğunu okula göndermek istemeyenler için koymuşlardır.
YanıtlaSilBBOM gibi demokratik okulların sayısının artacağını ümit ediyorum ben. Yeter ki farkındalık yaratılabilsin.
Arkadaşlar bu arada çok güzel bir mp3 indirme sitesi buldum sitenin ismi tubidy bu site aracılığı ile cep telefonumuza rahatlık ile mp3 indirebiliyoruz. kesinlikle tavsite ediyorum bir kez gelen bir daha kopamıyor tubidy görmelisiniz.
YanıtlaSilhttp://www.collective-evolution.com/2014/01/07/this-is-what-happens-when-a-kid-leaves-traditional-education/
YanıtlaSilşimdi gördüm ve hemen aklıma burası geldi :)
Çok fazla yakışıklı :) Aklınıza ilk burası geldiği için çok sevindim.
SilPeter grayin free to learn kitabini okudugumda ben de 2.5 yasindaki oglumu okula gondermek istemedigimi anladim. Ama homeschooling yapamam cunku ingilteredeyiz ve tanidigimiz yok oglum sosyal anlamda zorlaniyor o yuzden. Fakat demokratik okullar var aynen dediginiz tarzda cocuklarin ogrenmesine katkida bulunuyorlar ama o da parali. Blogunuzu bugun buldum yazilarinizi takip edicegim bundan sonra. Sevgiler Elif
YanıtlaSil