Dokuz ay evvel bel fıtığı teşhisi konuldu. Altı farklı doktora gördündüm; hepsi de ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Ömrümdeki ilk ameliyatımı sezeryanda olmuştum ve pek de hoşlanmamıştım. Açıkçası ameliyat olmamak için tutulmuş bel ile dolanmaya, ağrılar çekmeye razıydım ama felç riskinin yüksek olduğunun söylenmesi beni korkutuyordu.
O dönemde kızım henüz 9 aylıktı. Ameliyata cesaret edemedim. Sonra bakıcımızı değiştirdik. Kızım 2 ay bana yapışık bir dönem geçirdi (15 ay civarı pekçok çocukta rastlanıyormuş). Derken her şey yoluna girdi. Kızım gün içinde 3 defa emiyordu. Yeme ve uyku düzeninde sorun yoktu. Bakıcısına da alışmıştı. Ama ben ameliyattan sonra kızıma gerekli ilgiyi gösterememekten korkuyor ve ameliyattan hala kaçıyordum. Ama korkunun ecele faydası yok; Şubat ayının ortasında tutuldum kaldım. İşten de sıkıştırıyorlardı. İşe gelip gittikçe, sınav kağıtlarını okumak için masa başında vakit geçirdikçe iyice belim büküldü. Sonunda dayanamadım; zaten bu şekilde de kızıma yeterli ilgiliyi veremiyorum, belki ameliyattan sonra düzelince daha iyi olur her şey dedim ve Şubat'ın sonunda ameliyat masasına yattım.
Perşembe akşamı kızımı uyutup hastahaneye gittim. Ben geceyi orada geçirirken, geceleri uyanmadan uyuyan kızım uyanmış, ağlamış ve uzun bir süre uyumak istememiş. İçine mi doğdu yavrumun nedir? Ertesi sabah ameliyata girdim. Doktorlarımın söylediğine göre ameliyatım yolunda gitmişti. Cuma öğleden sonrayı kendimi toparlamaya çalışarak geçirdim. Kızım gün içinde bir defa uyuyor. Gündüz uykusunu ablasıyla uyumaya alışık olduğundan sorun çıkarmamış. Akşam uykusunda ise yanyana yatarak uyuduğumuzdan sorun olmuş.Üstelik ilk defa hiç meme de emememişti. Babası girmiş yatağına, yanına yatmış. Bir süre "Anne, anne..." diye ağlayınca babası da "Yarın söz anneye gideceğiz" demiş. Laf anlayacak yaşa geldiğinden benim meleğim de yatıp uyumuş.
Cumartesi günü, yani ameliyatın bir gün sonrasında hastahaneye geldi kızım babasıyla. Henüz ayağa kalkmamıştım ve tam olarak da kıpırdayamıyordum. Kızım beni görür görmez meme istedi. Hasta yatağıma, yanıma yatırdılar. Fıtık nedeniyle, uzun süredir yatarak emziriyordum zaten. Ama kızım memeden iki fırt çektikten sonra emmeyi kesti. Sanırım ameliyat sonrası verilen antibiyotikler nedeniyle sütün tadı bozulmuştu. Odadan, serumlardan, kataterden vs korktu. Dışarıda biraz dolaştı ve eve geri döndü. Beni gördükten sonra keyfi yerine gelmiş, sorunsuz bir gün geçirmiş. Pazar günü hastahaneye getirmelerini istemedim. Hem ortamdan hoşlanmamış, tedirgin olmuştu; hem de sütün tadını beğenmediğinden emmiyordu. Gelmesine gerek yoktu. Kızım 3 günü bensiz ve emmeden geçirmişti. Ben de zorda kaldıkça, göğüslerim sızladıkça pompa ile sağmıştım. Kızım emmeyi keserse psikolojik olarak hazırlıklı olmak istiyordum.
Pazartesi eve döndüm, kızım öğle uykusundaydı. Ben de yatağıma uzanıp dinlendim. İnsanın kendi yatağı gibi yok hakikaten. Evime gelince daha iyi dinlenmeye ve daha çabuk iyileşmeye başladım. Neyse, kızım uyanır uyanmaz yanıma geldi ve meme istedi. Bayağı oynadı memelerle ama yine de fazla emmedi. Hala antibiyotik alıyordum; sanırım sütün tadı hala kötüydü. Öğlen uykusunu yine ablasıyla, akşam uykusunu da babasıyla uyudu. Ben yokken de uyanmamıştı gece boyu; ben evdeyken de uyanmadan uyumaya devam etti. Salı gününü de öyle geçirdik. Meme emmek istiyor ama bir iki emdikten sonra yüzü ağlamaklı bir hal alıp bana şikayetçi bir ses tonuyla "Anne?!" diyordu. Ne yapabilirdim ki bebeğim?
Derken şans yüzüme güldü. Doktorum sempozyuma gideceği için beni kontrole erken çağırdı. Dikişlerim kaynamıştı. Dikişler alınınca antibiyotik içmeme de gerek kalmadı ve henüz ameliyatımın üzerinden bir hafta bile geçmeden antibiyotiği kesmiş oldum. Böylece Çarşamba gününden beridir kızım eski emme düzenine geri döndü. Yalnızca akşam uyku öncesi emip uyuma zevki yok tabii artık. Emdikten sonra babasıyla odasına gidip yatıyorlar. Akşam yatma konusunda hiç sorun çıkarmayan kızım artık huzursuzlanıyor, odasına gitmek istemiyor, uykuya yatmak istemiyor; ikna etmemiz gerekiyor. Oysa eskiden kendisi beni odasına götürür, babasına da el sallardı. İkna çalışmaları nedeniyle uyku saati de sarktı. Ama yine de zaten erken uyuyan bir çocuk olduğundan uyku saati en geç 9.30'a sarkıyor ve bütün gece kesintisiz uyumaya devam ediyor.
Şimdilik tek sıkıntım kızımın akşam uyku saatinin sarkması ve bu nedenle ertesi gün öğlen uykusunu da geç uyuyup geç uyandığından, öğleden sonra dışarı çıkacak zamanı bulamayıp tüm günü evde geçirmesi. Uyku saatine bir çare bulamadım ama öğleden sonra gezintilerini sabaha çektim. Öğleden sonra da arkadaşlarını eve davet ettim. Böylece biraz daha sakinleşti hareketleri.
Arada kucağıma alamadığım için kızıyor, uzun uzun ağlıyor. O zaman bir sandalyeye oturup, onu da kucağıma oturtturuyorum. Biraz sonra sıkılıp kendisi iniyor zaten. Yavaş yavaş kabullendi durumumu. Salondaki koltukta yatıyorum. Benimle oynamak istediği zaman elimden tutup koltuğa götürüyor "Anne, e-e." diyor. Ben yatınca da kitaplarını alıp yanıma koyuyor "Anne, oku." diyor, beraber okuyoruz. Ya da halkalarını getiriyor, beraber diziyoruz.
Eskisi kadar uzun süre ve keyifli ememiyor kızım artık, çünkü benim canım yanıyor emzirirken ve o da bunu hissediyor sanırım. Belki bırakır kendisi yavaş yavaş. Ama sonuç olarak onun seçimi. Benim ameliyatımdan dolayı zorla memeden kesilmek zorunda kalmadığı için çok memnunum. Gerçi 17 aydır emiyor zaten ama yine de annelik psikolojisi işte, istediği kadar emsin istiyorum.
Sonuç olarak:
- Bebeğini emzirerek uyutan, aile yatağında yani yanında yatıran ve gece boyu besleyen annelere uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Çocuğun psikolojisi için zararı var dense de ben ikinci çocuğumu da kendi odasında ve gece boyu uyumaya alıştırmaya niyetliyim. Aksi durumda şu ameliyatlı dönem bizim için kabusa dönüşebilirdi. Nispeten sorunsuz atlatmamımızın başlıca nedeni kızımın kendi odasında ve gece boyu kesintisiz uyuyabilmesidir.
- Kızımı benim yanımda da olsa başkasından bakım almaya alıştırmanın da faydasını gördüm. Babası ve bakıcı ablasının bakımını her zaman kabul ediyor. İkinci bebeğim olursa daha ilk günden benimle birlikte babasının ve bakıcısının bakımını kabul etmeye alıştıracağım. Kızımda biraz geç başlamıştım, şanslıyım ki başkasından bakım kabul etmediği zamanlarda ameliyat geçirmek zorunda kalmadım. Günde 12 defa bez değiştirdiğimiz o ilk zamanlarda, günde sadece 2 defa bir başkası bebeğin bezini değiştirse yeterli bence...
- Kızım ek gıdaya başladıktan sonra meme emmeyi günde sadece 3 defaya indirmiştik. Kendiliğinden gelişmişti bu durum. Hatta bir ara günde sadece 1 defa emdiği bir dönem geçirdik. Memeden kesilir diye korkmaya gerek yokmuş, 18 aylık halen emiyor. Ayrıca gün içerisinde emzirmek zorunda kalmadığımdan haftasonu dışarı çıktığımızda da sorun yaşamamış oluyordum. Şimdi de ameliyat sonrası 3 gün hiç emmemesine, 3 gün de tadından dolayı ememesine rağmen memeyi bırakmamasının en büyük nedeni sanırım gün içinde emme sıklığının zaten az oluşu...
- Kızım küçükken yatarak emzirmeyi bir türlü becerememiştim. İkinci bebeğimde umuyorum ki ilk günden itibaren yatarak emzirebilirim. Her açıdan yatarak emzirmek daha rahat. Bebeklerde ortakulak iltihabına neden olabileceği söyleniyor ama kızımda henüz böyle bir yan etkisini görmedim ki son 9 aydır yatarak emiyor.
- Kim ne derse desin erken uyumak çocuk için önemlidir. Akşam gezmelerine gidemiyorum diye çocuğumu geç uyumaya alıştırmadığıma memnunum. Çünkü şu anda, uyku ritüeli bozulduğu halde, ne kadar nazlanırsa nazlansın en geç 9.30'da uykusuzluktan sızıp kalıyor. Ama uykuya zaten 10'da geçen bir çocuk olsaydı artık gece yarılarına kadar ayakta kalırdı herhalde. Ayrıca 9.30'da uyuduğunda bile ertesi günü çok verimsiz geçiyor. Bir çocuğun erken uyanması ile geç uyanması arasındaki farkı artık daha net görebiliyorum.
- Kızım memeyi bırakmadı, eski tempoda emmeye devam ediyor.
- 2. hafta itibariyle kızımın yatağına girebiliyorum. Kızım yine el sallayarak uykuya gidiyor ve erken uyuyor.
- Sonuç olarak: Ameliyattan 2 hafta sonra eski düzenimize geri döndük. Şimdilik tek sorun kızımı kucağıma alamıyor, düştüğünde eğilip yerden kaldıramıyor oluşum. Öyle anlarda ağlayan kızıma bakarken kendimi çok kötü hissediyorum. Ama bir müddet sonra bu sorunu da aşacağımızı düşünerek rahatlamaya çalışıyorum.
cok ama cok gecmis olsun! benim de bel fitigina benzer bir durumum var, cok iyi anliyorum! kizinin birseyleri anlama zamaninin gelmesi cok guzel, bunu bekleyebilmen de takdir edilesi! insallah kisa zamanda toparlar eski sagligina tamamen kavusursun...sevgiler...
YanıtlaSilAyrica, bu durumda iken ikinci cocugu dusunmeni tebrik ediyorum :)
YanıtlaSilÇok geçmiş olsun. Kendinle gurur duymalısın. Öyle güzel bir düzen oturtmuşsun ki yokluğunda herşey tıkır tıkır işlemiş. İyi yönetici yokluğunda belli olurmuş :)
YanıtlaSilCesaretlendirici yorumlarınız için teşekkür ederim arkadaşlar:
YanıtlaSil@Benden Bizden: Doktorları dinleyip de kızım küçükken ameliyat olmadığıma çok memnunum. Tabii bu arada felç de kalabilirdim, kalmadığıma da şükrediyorum. Risk aldım ama sonucu iyi oldu. Ben bu blogu sırf ikinci çocuğuma hazırlık olsun diye tutuyorum zaten :) Ben tek çocuğum ve tek çocukla kalmamaya yemşnliyim. Olur da fiziksel bir sorunum çıkar da ikinci çocuğuk yapamazsam evlat edineceğim. O kadar kararlıyım yani. Bu duygumu ancak kardeş sevgisi tadamayanlar anlar. Hani bir kadıncağız vardı, suni döllenme ile 7 çocuğunun üstüne bir de 6z doğurmuştu? O kadın da tek çocukmuş. Ben henüz o kadar sıyırmadım ama 3üncüyü de yapabilir miyim diye düşünmüyor değilim :)
@ suinci: Eşim geçirmişti burun ameliyatını. Fıtık kadar zor bir ameliyat değil; çekinmene hiç gerek yok. Ayrıca ameliyattan sonra "Yahu, ben meğer nefes almadna yaşıyormuşum" diyeceksin pekçok kişi gibi :) Tez zamanda bu sorunundan kurtulmanı dilerim.
@ MeraklıCüce: Sen söyleyince şöyle bir durdum, düşündüm ve kendimle gurur duydum hakikaten. Eşime de gösterdim yorumunu, bir de havamı attım sayende :)
Sıkışmış yayınlar! Kendi tanınmış bilginiz mükemmel. Beni şahsen bilgilendirmekle ilgili çok teşekkürler. Daha fazla öğrenmek için iletişim kuracağım.
YanıtlaSilbel fıtığı ameliyatı