Kendimi bildim bileli, özellikleri kışları durup durup boğazım şişer, iltihaplanır. Eskiden antibiyotik kullanmadan iyileşemezdim ya da öyle olduğuna inanmıştım. Hamile kaldığımdan beri (5 senedir) ilaç kullanmıyorum. Ve her sene daha az hasta oluyorum.
En sık başıma gelen boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı oluyor. Faranjit, laranjit ve tonsilit üçlüsünü artık kendi kendime teşhis edebilir durumdayım.
Kimyasal ilaç kullanmadığım gibi, doğal ilaç da kullanmak istemiyorum. Ama yutulmadan, dışarıdan yapılan müdahalelerden çekinmiyorum. Neler yapıyorum:
- Adaçayı çayı: Eğer bakteriyel bir durum varsa, bademciklerimde beyaz iltihapları görüyorsam ya da boğazım kıpkırmızı olup şişmişse hemen ılık adaçayı içiyorum.
- Tuzlu su gargarası: Tuzlu suyla gargara yapıyorum. Aklıma her geldiğinde ya da boğazım her sızladığında gargarayı tekrarlıyorum. Tuzlu gargaranın aynı zamanda uyuşturucu bir etkisi var, boğaz ağrısını alıyor anında. Bir bardağa 4 yemek kaşığı tuz katıyorum aşağı yukarı.
- Tuzlu adaçayı gargarası: Ilıkken içine bol tuz katıp erittiğim adaçayı soğuduktan sonra, tuzlu adaçayı gargarası yapıyorum. En etkili ilacım budur.
- Karanfil: Karanfilin de uyuşturucu etkisi var. Ağzıma bir karanfil atıp tutabildiğim kadar uzun tutuyorum. Yutkundukça boğazım uyuşuyor.
- Bal, limon (karanfil ve zencefil): Limonsulu bal, gıcık şeklindeki öksürüğü de yatıştırıyor. Limonun içindeki asit de bazı virüs ve bakterileri öldürüyormuş. Balın da antibakteriyel özelliği olduğu gibi aynı zamanda yutak mukozasına yapışıp, öksürürken vs incinmesini önlüyor. Bal yoksa, pekmez de aynı işlevi görür. Karanfil ve zencefil kaynatılıp çıkan suya bal ve limon da eklenip içilebilir.
- Acı biber: Doğrudan yendiğinde ya da gargara yapıldığında acıyı alıyor ama boğazı da yakıyor biraz.
- Pirinç haşlama suyu: Pirinci haşlayıp çıkan su ile gargara yapılınca da boğaz rahatlıyor, yumuşuyor.
- Sıcak bitki çayları: Yatıştırıcı çaylar içiyorum. Ekinezya, papatya, kekik ya da ıhlamur gibi çayları içerken içine bal da katıyorum. Bir doktor sadece adaçayının tıbbi olarak etkisinin kanıtlandığını, diğer çayların etkisinin plasebo etkisi olabileceğini söylemiş, ama en azından hastayken bol su tükettirmesi açısından çayların olumlu etkisi olduğunu belirtmişti. Plasebo da olsa, bol su tükettiriyor da olsa hastayken bitki çayı içmeyi seviyorum.
- Elma sirkesi: Elma sirkesini hemen her gün içmeye çalışıyorum zaten. Bazı mikroplar, sirkenin yarattığı asetik ortamda barınamıyorlarmış. Hastalığı önlemek açısından da faydalı. Bir bardak ılık suyun içine bir tatlı kaşığı elma sirkesi, bir tatlı kaşığı da bal koyuyorum. Yalnız sirkemi kendim yapıyorum, marketten alınan hazır sirkelerin etkisine kefil olamayacağım.
- Elma sirkesi gargarası: Elma sirkesi ile yapılan gargara da boğazdaki bazı tür mikroları öldürebiliyormuş. Eşit oranda sıcak su ile elma sirkesini karıştırılıp gargara olarak kullanılabilir.
- Sarımsak: Midem hassas değildir, sarımsağı da çok severim. Özellikle bakteriyel bir durum varsa, yemekle birlikte bir oturuşta 1 baş sarımsağı yerim, en çok da ılık zeytinyağlı barbunya ile yemeyi severim (yazarken de canım çekti). Eğer yemek yiyemeyecek durumdaysam 2 baş sarımsağı ezip, allicin enzimi ortaya çıksın diye 10 dakika kadar bekletip, eğer kokusu biraz yok olsun istiyorsam zeytinyağı ekleyip, daha da yiyemeyecek gibiysem biraz da bal ve/veya limon karıştırıp, ekmeğin üzerine sürüp yerim. ("Allicin zararlı saldırılara karşı sarımsağın savunma mekanizmasıdır diyebiliriz. Sarımsak bitkisi taneleri dış kabuklar soyulduktan sonra herhangi bir fiziksel zarara ezmek kırmak bıçakla doğramak gibi maruz kaldığında, bir enzimatik reaksiyon ile Allicin üretir. Sarımsağın ana etken maddesi Alliğin çeşitli reaksiyonlarla ve oksijenle temasla ilk önce Allinaseye sonra ise allicine çevrilir. Allicin enziminin ömrü kısadır. Sarımsak iyice ezildikten sonra ortalama 4-10 dk arasında açığa çıkar ve 40 ila 60 dakika arasında tekrar allinaseye dönüşür." bkz.http://www.devazen.biz/2013/09/sarmsak-ve-allicin-nedir-nasl-kullnlr.html#ixzz2vT7ALqR6)
- Nane yağı: Burun açıcı olarak cold-mix kullandığımı yazmıştım (bkz. http://sormabulmadunyasi.blogspot.com.tr/2011/12/cold-mix-nedir-baby-x-cold.html). Nane ve onun aktif maddesi mentol anti-enflamatuar, antibakteriyel ve antiviral özellikler içerir, nefes almayı kolaylaştırır, sümüğü inceltir, balgam söktürücüdür, boğaz iltihabı ve kuru öksürük için de teskin edici ve yatıştırıcıdır; deniyor. Söyleyenlerin yalancısıyım :) Ama kokusu hasta insanı diriltiyor, orası kesin. Ayrıca tadı da çok güzel, çaya ya da sıcak suya eklenip içilebiliyor. Soğuk buhar makinesine de ekliyorum eğer nemsiz bir ortamdaysak.
- Yoğurt: Yoğurdun içindeki enzimler ve bakteriler hem boğazı rahatlatıyor hem de iyileşmesine yardımcı oluyormuş. İçine bal katılmış yoğurt da yemek yenmediği zamanlar enerji verir en azından.
- Zerdeçal: Ballı sıcak süt içmeyi severim. Bir bardak sıcak süte bir çay kaşığı zerdeçal de eklendiğinde boğaz ağrısına iyi geliyor. Mukusu arttırdığı için tavsiye etmeyenler de var sütü. Eğer öksürüğünüz varsa süt içmemek en iyisi sanırım.
- Kekik veya adaçayı (acı elma yağı) veya defne yağı: Bu yağları zeytinyağı veya badem yağı gibi taşıyıcı yağlarla hafifletmek gerekir özellikle çocuklar için. Ayak tabanına ya da doğrudan ağrıyan bölgeye sürülebilir, çocuklar açısından en iyisi ayak tabanına sürmektir.
Kızım hastalandığında başka neler yaptığımı da şu yazımda yazmıştım: http://sormabulmadunyasi.blogspot.com.tr/2013/01/ks-hastalklarnda-ilac-kullanmadan.html
Boğaz ağrısı grip gibi bir hastalığın belirtisi de olabilir ya da sadece kirli hava, nemsiz kuru hava, hava değişikliği gibi tahriş edici nedenlerden de kaynaklanabilir. Yukarıdaki doğal ilaçların hangisinin istediğiniz etkiyi sağlayacağı, boğaz ağrısının kaynaklandığı nedene göre değişiyor. Deneme yanılma metoduyla bulmak gerekiyor.
Yine çok güzel bir yazı. Arşivimde bulunması için bloğumda yayınlayabilirmiyim? Tabi ki link vererek. Güzel bilgiler için teşekkürler.
YanıtlaSilElbette yayınlayabilirsiniz, birilerinin işine yarar umarım.
SilTeşekkür ederim. Sevgiler.
SilTeşekkürler paylaşımınız için; ben de aynen arşivimde bulunması için bloguma alabilirmiyim?
YanıtlaSilElbette.
Silboğaz ağrısı için ne güzel reçeteler! bir de geniz eti için bulabilsek keşke. oğlumda bazen boğazı normalken burnu da açıkken geniz etinin sanırım büyümesinden kaynaklı solunum güçlüğü oluyor. bitkisel bir reçete bulamadım henüz.
YanıtlaSilHastalanmadan mı büyüyor geniz eti? Alerji mi acaba?
SilCold mix yani okaliptüs, nane ve hint defnesi (tea tree) yağları sanırım damarları büzüştürmek suretiyle nefes yollarını açıyor.
Ben yastığa ya da yakaya damlatarak kullanıyorum. Soğuk buhar makinesine damlattığım da oluyor. Bir parça pamuğa damlatıp, baş ucunuzdaki komedinin üstüne de koyabilirsiniz. Ya da delikleri geniş bir tuzluk bulup, içine karbonat koyup, karbonata bu yağlardan damlatıp, tuzluğu baş ucunuza koyup oda kokusu yapabilirsiniz.
Hastalık zamanlarında soğan kesip gece yatarken kızımın başına koyuyorum. O da işe yarıyor galiba.
Burnu tıkalıyken hamakta yatmak ya da başı yükseltilmiş yatakta yatmak da işe yarıyordu. Ben küçükken de babaannem 2-3 yastık koyardı başımın altına, yüksekte yatayım diye, burun tıkalıyken işe yarıyor.
Bir de lavanta yağının gerçekten rahatlatıcı bir etkisi var. Rahat uyumak istediğimiz zaman lavanta yağı kullanıyorum.
Umarım işinize yarayacak bir şeyler bulabilirsiniz.
merhaba,
YanıtlaSilyeni hamileyim. daha 5 haftalık. endişenin, kaygının dibine düşmüş durumdayım. ne yapacağımı bilmiyorum.
siz de bir yeni hamile olarak bişeyler yazar mısınız gebeliğin ilk dönemleri hakkında. ne yapmalı ne etmeli, ne yemeli ne içmeli.
çok mutlu olurum.
Endişelenip kaygılanmanız için özel bir nedeniniz var mı?
SilYa da tam olarak nedir sizi endişelendiren? Hamilelik süreci mi? Yoksa doğacak çocuğun sorumluluğu ve hayatınızın değişecek olması mı?
Hamilelik ve lohusalık dönemleri ile ilgili bir yazı hazırlıyorum sizin için, umarım işinize yarar. Biraz daha ayrıntılandırırsanız sorunuzu, daha ayrıntılı bir yazı olur.
cok teşekkürler, cok güzel bir yazı olmuş. evet benim endişelenmem için de oluşan özel durumlar var; mesela normalde 8 haftalık olmam gerekirlen 5-6 hafa gibiyim, kese göründü ama daha kalp atışlarını duymadık bebeğin ve progesteron değerim de çok düşük. sabırla bekliyorum. ve ne yazık ki endişeyle de. ama onun dışında ben genel olarak hamilelik döneminde ne yapmalı, ne etmeli, bebeğimi nasıl korurum vs gibi sorular vardı kafamda. yazınız bunu büyük oranda cevaplamış oldu. teşekkür ederim tekrar.
SilBir de hamilelikte okuyabilecegimiz kitap listesi de verebilir misiniz mumkunse? Sanirim kafa dagitmanin en etkin yollarindan biri de o olur.
SilSevgiler..
Bu arada kastettigim, cocuk gelisimiyle vs ile ilgili kitaplar..
SilAynı sorunu ben de yaşadım. Kese gelişimi geride olunca iki ihtimal var: İyi olan ihtimal, geç döllenme olmuştur, fetüsün gelişimi yolunda gider sorun olmaz. KÖtü ihtimalde, kese büyümeyi durdurur ve hamilelik düşükle sonuçlanır.
SilBen böyle bir düşük yaşadım. İnsan yaşarken üzülüyor ama düşük yaptığımı etrafımla paylaştıkça gördüm ki aslında çoğu kadın hayatının bir evrerinde düşük ya da kürtaj yaşıyormuş. Her on gebelikten bir tanesi düşükle sonuçlanıyormuş. Yani her hamile kalışımızda düşük yaşama ihtimalimiz %10, hiç de az bir rakam değil.
Artık tıp da ilerledi, düşük de akabinde kürtaj da çok zor değil. Psikolojik olarak yorucu oluyor tabii.
Ama bunları düşünmemeye çalışın, her şey kader kısmet işi. Her ne oluyorsa, muhakkak ki hayırlısı oluyordur. Zaten sizin yapabileceğiniz, süreci etkileyebileceğiniz hiçbir şey yok. Hamilelik böyle bir şey, insan sabretmeyi, beklemeyi, tevekkül etmeyi öğreniyor. Nasıl bir hamilelik geçireceksiniz, nasıl bir doğum yaşayacaksınız, nasıl bir bebek doğuracaksınız... Kimse bilemiyor bunları. O nedenle mümkün mertebe endişe göstermemeye çalışın. Değiştiremeyeceğimiz şeyler için üzülmenin kimseye faydası olmuyor.
Pek fazla çocuk gelişim kitabı okumuyorum. Çocuktan ziyade kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Ama karşılaştığım sorunlar olunca da kitaplara başvuruyorum hemen elbette. Bu kitapları da sol taraftaki etiketlerde, "kitap" adı altında görebilirsiniz.
Orada yazmadım ama aslında yenidoğan zamanı en çok faydalandığım ve yakında oradan da bir şeyler yazmayı planladığım, şiddetle tavsiye edeceğim kitap da Tracy HOgg'un Bebek Bakım Sorularına Mucize Çözümler isimli kitabı. Saçma bir isim koymuşlar Türkçe çeviriye ama ben en çok bu kitaptan faydalandım kızım 2 yaşına gelene kadar. Biraz sert dille yazılmış bir kitap, dilini beğenmeyenler oluyor ama inanın her yazdığı doğru kadının, yaşadıkça görüyor insan.
Ne yaşarsanz yaşayın, hakkınızda hayırlısı olur umarım.
Öyle ya da böyle bir bebek alacaksınız kucağınıza, şimdiden okumaya başlamanın zararı olmaz.
ne güzel yazmışsınız elinize sağlık. lazım olduğundan tekrar dönüp bakacağım. sevgiler :))
YanıtlaSilUmarım lazım olmaz :)
Silben damıtılmış kekik suyu kullanıyorum, çok etkili, kesinlikle işe yarıyor. marketlerden bulunabilir, bağdat baharatın var mesela cam şişede, ben küçük bir cam şişede banyoya koydum, yatmadan önce gargara olarak kullanıyorum, ağız ve diş-dişeti sağlığına iyi geliyormuş hatta. tadı çok keskin olmakla birlikte sürekli kullanınca alışılıyor.
YanıtlaSilEvet, kekik suyu bana çok keskin geliyor. Ama şu son 1 ayda çektiğim hastalıktan sonra, sırf hasta olmamak için her türlü yöntemi deneyebilirim :) Teşekkür ederim.
SilMerhabalar ben Çiğdem. sitenizi bu günlerde keşfettim ve iyikide keşfettim. Çok faydalı ve yararlı. En öenmliside sizi kendime çok benzettim. Sevgilerimle emeğinize sağlık yüreğinize sağlık diyorum sevgilerimle.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim vakit ayırıp yorum yazdığınız ve beni mutlu ettiğiniz için :)
SilÇok tesekkur ederim,tuzlu su boğazıma fazlasıyla iyi geldi beni buyuk bi acıdan kurtardınız.Her iyi sey kalbinize gore olsun :)
YanıtlaSilİşinize yaradığına inanılmaz mutlu oldum.
Siloldukça faydalı. çok teşekkürler
YanıtlaSilBen teşekkür ederim vakit ayırıp yorum yazdığınız için
SilBen çok sık faranjit olurum.Bi doktor iyotlu tuz ve karbonatlı suyla gargara yap demişti.bir su bardağına 1 yemek kaşığı tuz,bir tatlı kaşığı karbonat.günde 5 -6 kez gargara,gerekirse burna da bu suyla banyo yapmak.
YanıtlaSilVe ibrahim saraçoğlunun "bir bardağa bir tutam adaçayı koyup 9 dk kaynatıp bununla sabah akşam gargara yapın " tarifini uyguluyordum.
Her ay faranjit oluyordum,ilaçların yerine bunları kullanıyordum.bu kürler için her zaman hazırda bekleyen şişelerim vardı.Ve her ay kullanırdım neredeyse.çünkü zamanla ilaçlar iyilestiremeyecek diye düşünüyordum.çünkü adet ağrılarımdan dolayı her ay ilaç kullandığım için zamanla ilacın hicbir faydası olması adet ağrılarıma.hala çok pis ağrılar çekiyorum ve artık bir ise yaramadığı için ilaç kullanmıyorum.
Faranjite gelince.Her ay kürler hazırlamak beni bıktırdı.bebek doğunca daha fazla faranjit oldum ve onca işin arasında kürleri de hazırlamakla uğraşmak hiç uğraşabileceğim bir is değildi.doktora gittim bana ilaç yaz dedim.bundan sonra ilaç yok artık emziriyorsun dedi.istirahat et bol bol geçer dedi.bir doktor ilaç kullanmadan geçer dediyse ki bunu asla söylemezler,o halde geçerdi.
8 aydır faranjitlerim ilaçsız ve hazırlamaktan bıktigim için kürsüz geçiyor.yine başka bir doktor bana faranjiti suyla tedavi ediyoruz demişti(ona rağmen ilaç yazmıştı).Ben de iki doktorun söylediğini birleştirdim ve faranjit oldugumda artık sürekli su içerek (boğazı ıslak tutacak kadar minik minik yudumlar alıyorum,bunu kürleri uygularken de yapıyordum) ve olabildiğince dinlenerek farantileri atlatıyorum.tabi adaçayı benim hayatımda zaten var olan bir şey,kahvaltılarda bir iki aylık sürelerle içip sonra ara verip tekrar içiyorum.Ve faranjit zamanlarında daha fazla içiyorum.
Ve şu notu eklemek istiyorum düzenli yürüyüş yaptığım zamanlarda çok daha az faranjit oluyorum.yürüyüşü bıraktığım zaman yine her ay faranjit oluyorum.
Melek Hanım, ben özellikle bu tür kronik, tekrarlayan rahatsızlıkların psikolojik temelli olduklarını düşünüyorum. Söylemek isteyip de söyleyemediğiniz çok şey varsa misal... Boğaz ağrısı bana bunu düşündürdü. Umarım haddimi aşmamışımdır.
SilBen kendim bildim bileli regl sancısı çekerdim. Her ayın 1 haftası yorgan döşek yatardım. Sık sık hastaneye kalkardım,çünkü merkezi sinir sistemim bozuluyordu, ancak damardan ilaç alabiliyordum. Evlendim durum değişmedi, çocuk yaptım değişmedi... Ne zaman ki kumaş kadın pedi kullanmaya başladım, ağrılarım şak diye geçti.
Umarım siz de kronik faranjitinize bir derman bulursunuz.
Evet neredeyse bütün hastalıkların temelinde psikolojik bir durum olduğunu bana bir psikolog da söylemişti.ve ben kendimi gözlemledim kendimi ifade edemediğimi karşıdakine anlatamadığımı düşündüğüm zamanlarda konuşurken başım ve boğazım ağrıyor.
SilVe ayrıca benim de adet ağrılarım var.heray 3 gün hayatımdan kayıp bütün planlarımı o 3 güne odaklı yapıyorum.kötü.
SilNedeni bilmek çözümü bulmayı sağlamıyor ya? O daha da sinir bozucu.
SilÇok bilmiş hangi defne yağını kullanıyorsun.uçucu olanı mi yani defne yaprağı yağını mi yoksa defne tohumu yağını mi kullanıyorsun.Benim sırt ve boyunda kas spazmı var. Defne tohumu yağı aldım spazm olan yere masaj yapmak için.uçucu olan defne yağı daha mi etkili acaba.ikisi aynı görevi görür mü yoksa.senin bebek için kullandığın hangisi.
YanıtlaSilBen de kendi blogumda bazı şeyleri paylaşmak istiyorum bağlantı paylasrak iznin varsa .lazım oldukça bakmak için.
Bir de iki yaşından sonra çocuk için okudugun kitap vardı ismini yazabilir misin
Ben defne tohumu yağı kullanıyorum, çünkü yağları satın aldığım köylü amca bu yağı yapıyor. Uçucu olanı denemedim hiç.
SilTabii ki paylaşabilirsiniz.
"Çocuk için okuduğun kitap" derken, çocuğa okunacak kitap mı, çocuk gelişimi kitabı mı demek istediniz?
Çocuğu büyütürken dikkat edilecek şeyler konusunda,iki yaşından sonrası için bir yazar adı zikretmistin ama onu nerede okuduğumu hatırlayamıyorum.Çocuk gelişimi olan.
SilHatırlayamadım şu an, Haluk Yavuzer miydi ki acaba?
SilBir ara bel fıtigiyla ilgili bir şeyler yazabilir misin.
YanıtlaSilTabii yazayım. Tam olarak bel fıtığının nesinden bahsedeyim?
SilMesela sen bel fıtığın rağmen çok gezip çok şey yapıyorsun.Ama ben yaptığım enufak iişte ağrıdan uzanmak zorunda kalıyorum.Sen nasıl başarıyorsun.
SilAmeliyat oldum ben, belimde 6 vida var, iyi hissediyorum kendimi, fıtığım yok artık.
Sil"Nerolinn bitkisel antibiyotik" diye bir şey paylaşmış doğal anneyim bloğunda.bunun hakkında bir şeyler biliyor musun.Ayrıca senin bloğun çok sıcak,başka bloglarda dolaşıp sana gelince kaloriferli evime gelmişim gibi bir hoş uyandı:)
YanıtlaSilBir his uyandı olacaktı
Sil:) ne güzel bir his :)
SilBen doğal bile olsa ilaç kullanmıyorum prensip olarak. Ama ortakulak iltihabı yaşasak ne yaparım diye gelir aklıma ara ara. Nerolinn hakkında hiç bilgim yok ama öğrendiğim iyi oldu, teşekkür ederim.
Boğazımız böyle yutkunduğumuzda acıyorsa ne yapmalıyız ?
YanıtlaSiloğlum bu kış sonu yediği dondurma yüzünden hastalandı doktora götürsem antibiyotik başlardı ama ilaç kullanmasını istemedim aklıma geldikçe çay kaşığıyla bir kaç kaşık turşu suyu içirdim malum içinde sirke sarımsak ve çeşitli sebzeler var oğlum birkaç gün içinde iyileşti aklınızda bulunsun illa ilaç gerekmiyor
YanıtlaSilBugun ölüm haberinizi aldim pinar hanım. Çok üzüldüm. Belki 2010dan beri ara ara bakardım sayfaniza sonra instagramda takip ediyordum. Cok sey ogrendim sizden hatta daha bugun bu yaziyi telefonuma kaydettim. Allah sizden razi olsun.. umarim isiklar icindesinizdir. Küçükleri bilmiyorum ama kontes eminim kendi yolunu cizip cok basarili bi insan olacak sizin isiginizi hep sürdürecektir. Iyi ki vardınız..
YanıtlaSilElinize sağlık boğaz ağrısı hakkında bilgilendirici bir içerik hazırlamışsınız.
YanıtlaSil