KAR TANESİ BENTLEY (Snowflake Bantley)
çiftçilerin saban sürdüğü
karanlığın lüks lambalar ile uyandırıldığı zaman
bir çocuk yaşardı karı çok seven
dünyadaki her şey ama her şeyden
Wilson Bentley 9 Şubat 1865'te, kar yağışının üç metreyi bulduğu Champlain Gölü ile Mansfield Dağı'nın arasında kalan Vermont Jericho bölgesinde, karlar ülkesinin başkentinde doğdu.
Willie'nin annesi 14 yaşına kadar onun öğretmeni idi.
Çiftçi bir ailenin sahip olduğu yükümlülükler ve zor hava koşulları nedeniyle Willie sadece birkaç sene okula gidebildi.
Annesinin öğrenme ihtiyacını giderebilmesi için aldığı ansiklopedilerin "her sayfasını okudum" demişti.
İlk gençliği boyunca suyun hallerini çalıştı, hava durumu raporları tuttu, yağmur taneleri ile ilgili deneyler yaptı. Willie Bentley'in en mutlu olduğu günler kar fırtınasının olduğu günlerdi. Vermont bahçelerinin kurumuş otlarına, ahırlarının koyu renkli metal kapı koluna ve eldivenlerine yağan karları seyrederdi. "kar en az kelebekler kadar, elma çiçeği kadar güzel" derdi. Kelebekleri ağ ile tutup abisi Charlie'ye gösterebilirdi, elma çiçeklerini toplayıp annesine götürebilirdi, fakat kar tanelerini kimse ile paylaşamıyordu, onları saklayamıyordu.
Willie’nin kar sevgisini gören annesi, ona ansiklopedilere ek olarak bir mikroskop aldı. Willie mikroskopla çiçeklere baktı, yağmur damlalarına, otların iki yüzüne; hepsinden güzeli, kar tanelerine...
Diğer çocuklar kardan kule yaparken, kargalar gibi ötüşerek kartopu savaşı oynarken Willie kar tanelerini toplardı. Kar fırtınalı günün ardından buz kristalleri üzerinde çalışırdı. Kar kristallerinin girift, dallı budaklı şekillerini hayal ettiğinden daha güzel olduğunu gördü. Bütün tanelerin birbirinin kopyası şeklinde, aynı olacağını sanıyordu. Hiç öyle olmadıklarını öğrendi. Kristallerin büyük çoğunlukla 6 dallı olduğunu keşfetti, çok az sayıda 3 dallı olduğuna şahit oldu. Her kar tanesindeki 6 dal birbirinden farklıydı, benzersizdi. Bir kar tanesi eridiğinde arkasında herhangi bir kayıt bırakmayan bir güzellik de gitmiş olur diye düşünür, hüzünlenirdi.
Üç kış boyunca kar kristallerini resmetmeye çalıştı. Her seferinde çizim bitmeden taneler eriyordu. Willie herkesin tanelerin harika şekillerini görebilmesi için, onları bir şekilde saklamaya karar verdi,. Mutlaka bir yol bulmalıydı.
16 yaşına giren Willie kar tanelerini resmetmeye devam ederken bir gün yeni bir şey öğrendi. Fotoğraf makinesi denen içinde kendi mikroskobu olan bir aletin var olduğunu öğrendi. Annesine "eğer öyle bir kameram olsaydı kar tanelerini resimleyebilirdim", dedi. Annesi Willie'nin kara bakarken gördüğü heyecanı başkalarının hissetmeyeceğini, insanların ilgilenmeyeceğini, oğlunun üzüleceğini düşünüyordu. Babası "karla uğraşmak kadar saçma bir iş olabilir mi?" diyordu. Ama oğullarını seviyorlardı.
17 yaşında ailenin tüm sene boyunca biriktirdiği para ile Willie'ye fotoğraf makinesini aldılar. Fotoğraf makinesi yeni doğmuş bir danadan daha uzundu ve ücreti babasının 10 sığırına bedeldi.
Willie fotoğraf makinesi ile çalışmalara başladı. İlk fotoğraflarının gölge gibi görünen başarısız hallerine rağmen vazgeçmedi. Hata üzerine hata, kar tanesi üzerine kar tanesi... Her kar fırtınasında çalıştı. Kış bitti, karlar eridi ama ilk sene güzel resimler çekemedi gelecek kar mevsimini bekledi. Sonraki kış, yine karlı günlerden bir gün, yeni bir yöntem denedi ve işe yaradı, kar tanesinin fotosunu nasıl çekeceğini keşfetmişti. Kar kristallerinin daha net görünmesi için kristallerin negatiflerinin kenarındaki koyu kısımları yontuyordu, bu ekstra iş ve saatler demekti ama Willie aldırmıyordu. Kimse de Willie'ye aldırmıyordu. Komşuları kar fotoğrafı çekme fikrine çok gülüyorlardı. "Vermont'ta kar, çerçöp gibi bir şeydir, fotoğrafına gerek yok" diyorlardı. Willie kar tanelerinin aynısından bir tane daha olmayan biricik yapıları ile tasarımın şah eserleri olduğunu düşünüyor, fotoğrafların dünyaya kendisinden bir hediye olacağını söylüyordu.
Willie büyüyor, çiftlik hayatı devam ediyordu. Diğer çiftçiler kışları ocaklarının önünde ısınır, at ve kızakla şehre inerken Willie kar fırtınaları boyunca çalışırdı. Sundurmanın kapısının önünde durur ve siyah bir tepsiye kar tanelerini toplardı. Topladığı kar tanelerinin şekilleri bozulmuş ise tepsisini hindi tüyü ile temizleyip yeni taneler toplamaya koyulurdu. Bazı kışlar sadece birkaç düzine fotoğraf çekebilirken, bazı kışlar yüzlerce çekerdi. Aile yadigarı mesleği, içinde bulunduğu ortam gereği Willie doğayı çok sever, doğa fotoğrafları da çekerdi ama elbette en çok sevdiği kar tanelerini çekmekti.
Kar taneleri fotoğraflarından albümler yaptı, kimi zaman hediye etti, kimi fotoğrafları birkaç liraya sattı, yaz akşamları kar tanesi fotoğraflarından dostlarına foto sunumlar yaptı. Kimi kolej ve üniversiteler Willie'nin bazı fotoğraflarını satın aldı. Willie ‘nin kar tanelerini fotoğraflama işinden pek para kazandığı söylenemez, harcadığı paranın üçte birini geri kazandı ama yaşamını çiftçi olarak kazanan Willie'nin zaten bu işten para kazanmak gibi özel bir amacı da yoktu, "kar tanelerinin kendisi benim için ödül" diyordu…
Kimi üniversitelere verdiği fotoğraflar ile ilgili çalışmalar yapılıp gelir elde edildiğinde çektiği en güzel taneleri kitaplaştırmak için Willie'ye bir fon sunuldu.
66 yaşına gelmişti ve hala kar tanesi fotoğrafçılığından emekli olmaya niyetli değildi. Kitabı çıktıktan bir ay sonra, yeni bir kar fırtınasını fotoğraflamak için 10 küsur kilometre yürüdüğü bir yürüyüş sonrası zatürre oldu ve iki hafta sonra vefat etti. Vefatından kırk sene sonra, yaşadığı bölgede açılan müzede kendisi için bir anıt düzenlendi.
Kar tanelerine aşık olan bir çiftçi bilim adamı Wilson Bentley,
çektiğin fotoğraflar tıpkı kar kristalleri gibi şehrin Vermont'tan uçarak dağları aştı ve dünyayı dolaştı. İnsanlar eldivenlerine yağan mucizeye şahit olabilmek için yaşadığın yerlere geldi, seni andı. Ruhun şad olsun “kar tanesi adam”.
Kaynak: "Snowflake Bentley", Yazar: Jacqueline Briggs Martin
Çeviri: Zuhal Bibi
Ayrıntılı bilgi için bkz.: