|
Metro istasyonları çok derine inşa edilmiş. |
Kontes,
İstanbul'da hiç metroya binmemişti. 18 aylıkken bindiği Londra
metrosunu ise hatırlamadı. Moskova metrosuna ilk girişte sesten çok
korktu, metroya binmek dahi istemedi (zira araçlar eski olduğundan istasyonlarda ciddi gürültü var). Ama sonra yavaş yavaş alıştı.
Seslere karşı hassas olan bebekler, istasyonlardaki yüksek gürültüden
rahatsız olabiliyorlar. Ama metronun içi o kadar renkli insan
tiplemeleri ile dolu ki, binince tüm korkuları geçiyor :)
|
Ruslar çok kitap okurlar. Özellikle metroda...
Artık iPad üzerinden de okumaya başlamışlar.
Bu kadın da internette sörf yapmıyor, bir metin okuyor. |
|
Kontes de televizyon izler gibi etrafı seyrediyor :) |
Metroyu
kullanmak istiyorsanız, sokaklarda Moskova metrosunun kırmızı ve uçları
sivri M harfini aramalısınız. Bu M'yi gördüğünüz yerde ya bir giriş
kapısı ya da girişe giden bir alt geçit mevcuttur:
Moskova metro haritasını otel resepsiyonundan temin edebilirsiniz:
|
Çıktısını almak istiyorsanız şuraya tıklayın |
1. İlk durağımız kırmızı hat üzerine bulunan
Komsomolskaya
(1935- mimar D. Çekulin): Metro yapım çalışmalarına Kızıl Ordu ve
Komünist Gençlik Birliği'nin (Komsomol) 13.000'den fazla üyesi de
katılır. Bu istasyon da onların anısına ithaf edilmiştir. Burası üç
tonozlu, gül pembesi mermer sütunlu ve derin olmayan bir istasyondur. Üç
farklı istasyona geçiş imkanı sağladığından, yoğun yolcu akışını
dağıtabilmek için balkonlu olarak dizayn edilmiştir. Yevgeni Lanseray
tarafından İtalyan çinilerinden yapılmış olan fayans paneli "Metro
İşçileri" Leningradskiy ve Yaroslavskiy İstasyonları'na giden
çıkıştadır. New York Dünya Fuarı'nda ödüllendirilmiştir. Aynı isimde
kahverengi daire üzerinde bulunan istasyon ile karıştırmamaya dikkat
etmek gerekiyor.
2. Oradan
Krasniye Vorota'ya yani Kırmızı Kapı istasyonuna
geçiyoruz (1935, mimar I. Formin): Burası sütunlu ve neo klasik tarzda
düzenlenmiş derin bir istasyondur (31 metre) ve kırmızı renkli hat
üzerinde bulunmaktadır. Bu istasyon da Paris Dünya Fuarı'nda birincilik
ödülü almıştır (1938). İki girişi bulunan istasyonun güney girişi
görülmesi gereken bir mimariye sahiptir. Kuzey girişi ise (1954)
doğrudan Demiryolu İnşaatları Bakanlığı'nın bodrum katına
bağlanmaktadır.
|
Solda giriş kapısı görülüyor... |
3. Sıradaki istasyon
Biblioteka İmeni Lenina (Lenin Kütüphanesi)
(1935, mimar A. Gontseviç ve S. Sulin): Tek tonozlu ve derin olmayan
bir istasyondur. Savaştan önce tabanı parkelerle örülüymüş. Daha sonra
asfaltlanmış ve şimdi ise granitle kaplı bir tabana sahip. Geçidin
Borovinskaya'ya giden merdivenlerin olduğu sol tarafındaki duvarda antik
okyanus faunasının izlerini görebilirsiniz (300 milyon yıllık).
4. Bir sonraki durağımız ise
Kropotkinskaya (Peter Kropotkin anısına)
istasyonu (1935,
mimar A. Duşkin): Bu istasyon ise lotus çiçekleri şeklindeki sütunları
ile Karnak'taki Antik Mısır'a ait Amon Tapınağı'nı andırıyor. Sütunların
tepesinde tavana doğru yıldız şeklinde ışık sızmaktadır. Yazarak
anlatması zor oluyor, aşağıdaki fotoğraf ne demek istediğimi daha iyi anlatıyor :) Tünel duvarlarının diplerini dekore etmek için
kullanılan siyah mermerin de sıra dışı bir görüntüsü var. Bu istasyon
çifte ödüllü: SSCB Devlet Ödülü (1941) ve Brüksel Uluslararası Sergi
büyük ödülü (1958). İstasyon ayrıca UNESCO tarafından dünyanın en
tanınan anıtlarından birisi olarak kabul edilmiştir (New York'taki
Özgürlük Heykeli gibi).
5. Beşinci durağımız
Vorobyevı Gori yani meşhur
Serçe Tepeleri (1959,
mimar M. Bubnov ve diğerleri): En eğlenceli istasyonlardan biridir.
Öncelikle konumu çok özeldir, zira nehir üzerinden metronun geçmesi için
kurulan iki katlı Lujnetski metro köprüsünün alt katındadır (2 km uzunluğu ile
Moskova'nın en uzun köprüsüdür). Ayrıca duvarları da çok özeldir, zira
duvarlar camdan yapılmıştır. Camdan sütunların içinde Moskova'nın
çeşitli panoramalarını seyredebilirsiniz. Bu metro istasyonu aynı
zamanda, 270 metre uzunluğu ile şehirdeki en uzun istasyondur.
|
İki katlı Lujnetski metro köprüsü |
|
Sophia Loren, Serçe Tepeleri metro durağında :) |
|
Arkada görünen teyzelerin kıyafetleri o günden bugüne hiçbir değişiklik göstermemiş :) |
6. Şimdi kahverengi halka üzerindeki
Kiyevskaya istasyonuna
gidiyoruz (1954, mimar L. Lillie ve diğerleri): Bu istasyonda 18 sütun
vardır. Sütunların her biri kobalt ve diğer değerli taşlarla yapılmış
alçı işleri ve mozaik panolarla bezelidir. A. Mizin tarafından yapılan
bu eser Rusya ve Ukrayna'nın bütünlüğüne adanmıştır.
|
Orta salonun genel görünüşü |
|
Yolcular |
|
Asker |
|
Fresklerdeki kadınların çoğunun başlarının kapalı olduğuna dikkatinizi çekerim. Muhafazakar Ruslar kadınların başlarının kapalı olması gerektiğine inanıyorlar. Bu nedenle kiliselerine de başı açık girilmiyor. |
7. Ve şimdi de mavi hat üzerindeki Kievskaya istasyonuna transit
geçiş yapıyoruz (1953, mimar L. Lillie ve diğerleri): Orta salonda,
Ukrayna'daki mutlu hayatı sembolize eden 24 adet muhteşem parlaklıkta
fresk vardır.
8. Mavi hatta geçmişken kahverengi dairenin dışında olan, yakın tarihte inşa edilmiş bir istasyona gidiyoruz
Park Pobedi yani
Zafer Parkı (2000, mimar N. Şumakov ve N. Şurigina): Bu istasyon,
Moskova Metrosu'nun en derin istasyonudur (yürüyen merdivenler 126 metre
uzunluğundadır). İki paralel koridor 1812 ve 1941-45 yıllarında gerçekleşen iki vatansever savaşın anısına dizayn edilmiştir. Koridorları, T. Tsereteli tarafından yapılmış ve metal üzerine mine ile renklendirilmiş paneller süslemektedir.
|
Bebekle dolaşması uzun sürebilir ve yorucu olacaktır demiş miydim? :) |
|
Bu güzelliği görebilmek için yakına yürümeniz gerekiyor. |
|
Rusların bu renkli tarzlarına bayılıyorum. |
9. Şimdi de en sık ziyaret edeceğiniz duraklardan birine gidiyoruz Arbatskaya (1953, mimar L. Polyakov): İstanbul'daki trafiğe kapalı İstiklal Caddesi gibi trafiğe kapalı ve Moskova'nın göbeğindeki en ünlü caddesidir Arbat. Kızıl meydana yakındır. Gezmek, yemek ve alış veriş yapmak için bu caddeye mutlaka uğrayacaksınız. Bu caddenin altında yer alan Arbatskaya metro istasyonu, barok tarzında, sütunlu ve derin bir istasyondur. Eliptik olarak düzenlenmiş sütunlar, kemerli (tonozlu) Rus odalarını hatırlatacak bir kompozisyon meydana getirmektedir. Sütunlar arasındaki boşluklar da dekoratif kemerler gibi tasarlanmıştır. Metal avizeler ise istasyona ağırbaşlı bir hava katmakta ve istasyonu, Arbat Sokağı'nın yer altındaki bir versiyonuna çevirmektedir.
10. Ve sırada Devrim Meydanı var Pıloşıd Revolutsii (1938, mimar L. Popov): Sütunlu tarzda ve derin bir istasyondur. İstasyonun sütunlarının arasını dolduracak şekilde 76 bronz figür, bir anma galerisi şeklinde düzenlenmiştir (M Manzier tarafından). Figürler devrim ve savaş kahramanları ile başlayıp, barışseverlerle sona ermektedir.
|
Figürleri tek tek incelemek bir hayli zaman alabilir, zaten çoğunu da biz Türkler olarak tanımıyoruz :) |
|
11. Sıradaki istasyon, Romalı istasyonu yani Rimskaya (1995, mimar L. Popov): Bu istasyon da sütunlu tarzda, derin bir istasyondur. L. Berlin tarafından yapılmış fayans heykelleri ile dekore edilmiştir. Bu heykeller Roma efsaneleri ile imgelerini temsil etmektedirler. Özellikle de Romus ve Remus (aşağıda fotoğrafı olan ikiz bebekler), Lupa Capitolina, Meryem ve Çocuğu ve Konstantin Takı (Kemeri). Tek metro çeşmesi de bu istasyonda bulunmaktadır.
|
İstasyonun sonundaki heykeli görebiliyor musunuz? |
|
Yavaş yavaş yaklaşıyoruz. |
|
Yaklaştıkça heykel renkleniyor... |
|
Detayları ancak yaklaşınca görebiliyorsunuz. |
12. Bir sonraki istasyon ise Marksistkaya, yani Marksist İstasyonu (1979, mimar N. Aleşina ve diğerleri): Kırmızı rengin hakim olduğu istasyon, Sovyet sembolleri ile doludur. İstasyonun özelliği merkez salondaki spiral avizeler ile platformların üzerindeki sıra dışı çanakları ile kavisli lambalardır.
13. Bir sonraki istasyon ise Mayakovskaya, Viladimir Mayakovski'ye ithaf edilmiş (1938, mimar A. Duşkin): Bu istasyon dünyanın ilk sütunlu derin metro istasyonudur. New-York'taki uluslararası fuarda birincilik ödülü kazanmıştır (1939). Tonozlar, rodonit ve uçak çeliği ile dekore edilmiş pek çok ince sütun ile desteklenmiştir. A. Deyneka tarafından yapılan ve merkez salonun tavanını süsleyen kobalt mavisi, oval, mozaik paneller "Sovyet Gökyüzünün 24 Saati" ismini taşımaktadır. İstasyona yeni eklenen kuzey çıkışı ise İ. Lubyanikov Studyo tarafından yapılan ve Mayakovski şiirlerinin mısralarını taşıyan bir panelle dekore edilmiştir.
14. Son olarak başladığımız noktaya geri dönüyoruz, kahverengi daire üzerinde bulunan Komsomolkaya istasyonu (1952, mimar Alexey Şçusev): Bu istasyon da Brüksel'deki bir uluslararası sergide birincilik ödülü kazanmış, ödüllü bir istasyondur (1958). İstasyon P. Korin tarafından kobalt ve değerli taşlarla yapılmış devasa mozaik panellerle dizayn edilmiştir. Panellerde Aleksandır Nevski, Dimitri Donskoy, K. Minin, D. Pojarski, M. Kutuzov ve A. Suvurov gibi isimlerin portreleri vardır. İstasyondaki yüksek kabartmalar ise Rusya tarihinin kahramanlık destanlarına adanmıştır.
Eğer metro ile şehri dolaşacaksanız daha pek çok sanat eseri ile karışılacaksınız demektir. Daha başka istasyonlar da tavsiye etmek isterdim ama sırf bu saydıklarımı dolaşmak bile, eğer hakkını vererek dolaşırsanız bir gününüzü alacaktır.
Moskova 2,5 Yaşında Çocukla Gezilir Mi?
http://sormabulmadunyasi.blogspot.com/2013/08/moskova-25-cocukla-gezilir-mi-agustos.html